Anadoluyu gezen bir başka İngiliz seyyahın kitabına bakalım. 1824 yılında basılan kitabın tam adı:
“Journal of a Tour in Asia Minor”
Aşağıdaki link yardımıyla meraklı okuyucu İngilizce olarak okuyabilir.
Yarbay rütbesiyle İngiliz ordusunda görevli olan Leake, Kraliyet Bilim Akademisi tarafından Osmanlı İmparatorluk topraklarında Yunanistan, Mısır ve Anadoluda incelemeler yapmak üzere görevlendirilir.
M.Leake Anadolu’ya 16. Yy’dan itibaren keşif amacıyla gelen tam olarak sayıları bilinmeyen Frenk seyyahlardan biridir. Akademisyen Zeynep Çetin’in Aydın üniversitesi için yaptığı tez çalışması bu seyyahlardan aşağıda isimleri yazılı seyyahlarla ilgilidir.
“Richard Chandler, Robert Walsh, William Martin Leake, Francis Vyvyan Jago Arundell, J. M. Tancoigne, William Turner, Charles Fellows, George Thomas Keppel, William Knight, Charles Texier, William John Hamilton, Hugh Edwin Strickland, Karl Von Scherzer, Charles Thomas Newton ve Hans Barth”[1]
Çetin Leake ile ilgili aşağıdaki açıklamaya tezinde 15. Sayfada yer vermiştir.
“William Martin Leake (1777 – 1860) İngiliz ordu görevlisi, topograf ve antikacı olan Leake, Antik Yunanistan’da yaptığı çalışmaları ve elde ettiği değerli eserler üzerine kazı ve incelemelere daha ilgiyle eğilmeye başladı. 1804 yılında olası bir Fransız saldırısı karşısında Türklere yardım etmek için gönderilen Leake, aynı zamanda Yunanistan coğrafyasını inceleme ve Arnavutluk ve Mora kıyılarını araştırma fırsatı buldu. Yunan medeniyetine ait zengin bir madeni para ve antik eser koleksiyonu edinen Leake, 1815 yılında ordudan ayrılmasını müteakip yazdığı çeşitli eserler arasında “Journal of a Tour in Asia Minor,: with Comparative Remarks on the Ancient and Modern Geography of that Country” (Küçük Asya Seyahati Günlükleri: Ülkenin Antik ve Modern Coğrafyası Üzerinde Kıyaslamalı Notlarla – 1824), “Travels in the Morea” (Mora’da Yolculuk – 1830) ve Travels in Northern Greece (Kuzey Yunanistan’a Yolculuk – 1835) bulunmaktadır. İkinci eserinde bölgenin arkeolojik zenginliklerini araştırmanın yanı sıra, Türk hâkimiyetinin son dönemlerini yaşayan Yunanistan üzerine derinlemesine inceleme de yapmıştır.”
22_Ozil.indd (dergipark.org.tr)
Kitabın giriş bölümünde Leake genel olarak siyasi, ekonomik ve sosyal yaşama ilişkin gözlemlerini ve yorumlarını paylaşır. Bu satırları okumak, böyle bir fotoğrafa bakmak bu topraklarda doğan ve yaşayan bizler için hiç de kolay değildir. Medeni dünya yani batı, geri kalmış barbar dünya Anadolu. Leake diğer Frank seyyahlar gibi içinde yetiştiği siyasi sistemin yarattığı kültürle Anadolu’nun karmakarışık siyasi yapısının yarattığı kaos kültürünü karşılaştırır. Aradan iki yüz yıl geçse de, imparatorluktan cumhuriyete geçilmiş olsa da insan hakları ve özgürlükler başta olmak üzere birçok hassas yapının aynı dengeleri koruduğunu idrak etmek zor. Kaos ortamı maalesef derinleşerek sürüyor. Siyasi ve kültürel çelişkiler iki yüz yıl öncesinde olduğu gibi bariz olmasa da daha da karmaşık hale geldiği söylenebilir.
Leake 19 ocak 1800 tarihinde o zaman söylenişiyle Konstantiniyye’den 35 kişilik atlı bir kafile ile Kahire’ye gitmek üzere yola çıkar. Kafile komutanı Kahire’deki garnizonuna gitmek için emir alan İngiliz tuğgeneral Koehler, birkaç yüksek rütbeli subay, Arap dili profesörü bir sivil, bir diplomat, askeri personel, rehber ve tercümanlar olmak üzere 35 atlı ve malzeme katırlarından oluşan bir kervanla Konya üzerinden Mersin’ e oradan Kıbrıs’a ve daha sonra da Kahire’ye ulaşmayı planlıyorlar.
Leake geçtiği güzergahı isimleriyle tarif eder. Türk köyleri, Rum köyleri, dağlık alanlar, nehirler detayıyla anlatılır. Leake zengin coğrafya ve tarih bilgisiyle her yöreye ilişkin referanslar verir. Strabon en sık verdiği referans olarak göze çarpar. Eskişehir civarında Frig vadisinden geçerler ve Midas anıtının bulunduğu yerde kamp kurarlar. Burada Frig medeniyetinin başlangıcı ve detayları hakkında bilgi verir. Leake tüm gezi boyunca antik dönem tarihçilerinin referans alarak yerleşim yeri, kale, dağ, nehir, göl be ovalar hakkında tüm bildiklerini bize anlatır. Yer isimlerinin orijinal dildeki söylenişleri de dahil olmak üzere ciddi bir etimoloji çalışması da ortaya koyar.
Yaklaşık 4 yüz sayfalık kitapta Anadolu antik çağıyla alakalı çok ciddi bilgiler var. Bundan 2 yüz yıl önce sınırlı imkanlarla güvenliği tartışılır bölgelerde incelemelerde bulunan Leake batı Anadolu antik kentleri kalıntıları hakkında günümüzde arkeoloji çalışmalarına ışık tutacak bilgileri de bize sunuyor. Bakalım Leake’ın kitabını hangi akademisyen Türkçeye kazandıracak.
Neredeyse Anadolu’nun birçok antik kent bölgesini gezdim, fotoğraf çekip yerel halkla konuştum. Halkın büyük bir çoğunluğu o bölgeye başka bir yerden göç etmiş. Keçi ya da koyun besleyerek son derece sağlıksız şartlarda derme çatma evlerde yaşıyorlar. Yanı başlarındaki antik kent onlar için bir şey ifade etmiyor. “Gavurlardan kalma” diyorlar. Antik tiyatronun ya da diğer kamusal yapıların ne işe yaradığının farkında bile değiller. Antik kentten taş almaktan da çekinmiyorlar. Antik taşlardan yapılma ahırlar, bahçe duvarları, evler hiç de az değil. Örnek olarak bir çok yeri söyleyebilirim. Örneğin, Selge, Olba, Tlos, Side, Letoon, Xsantos ,vb. Bu insanlar antik kentlerin içinde yaşıyorlar. İki bin beş yüz yıllık antik kentin kanalizasyon, su sistemi var ama orada şimdi yaşayan aile hala suyunu uzaktaki çeşmeden taşıyor, foseptik çukur kullanıyor. Şimdi bizim akademisyen arkadaşlarımız istiyor ki Frenk seyyahlar bunu görmesin. Antik kentlerde hazinecilerin dinamitle verdikleri zararlar dikkate alınmasın.
Neden?
Ele güne karşı rezil olmayalım diye. Peki Frenk seyyahın gördüklerini yazmasına nasıl engel olacaksınız?
Hamaset yaparak onların eserlerinin tercüme edilmesini, okunmasını engelleyerek. En büyük kozunuz da onların ülkemizi işgal etmek isteyen yabancı zalim güçlerin casusları olduklarını ilan etmek olacaktır.
Şimdi William Martin Leake’ın yaşam öyküsünü Wikipedia’dan okuyalım.
William Martin Leake – Wikipedia
Londra’da 1777 yılında doğan Leake 1794 yılında Kraliyet Askeri Akademi’sinden topçu teğmen olarak mezun olur. Dört yıl kraliyet donanmasında Batı Hint adaları bölgesinde Fransızlara karşı savaştıktan sonra kaptanlığa terfi eder. 1799 yılında da o dönemde Napolyon’un Mısır saldırılarında Osmanlı güçlerine yardım maksadıyla İstanbul’a topçu birliklerinin eğitimi için görevlendirilir.
Neymiş? Leake casus değilmiş. Osmanlı bahriyesi ve İngiliz Kraliyet bahriyesi tarafından görevlendirilen bir danışman statüsünde İstanbul’a gönderilmiş. Yine aynı statüde Mısır’a Osmanlı birliklerine eğitmen olarak görevlendirilmiş. Bu görev için de yılda 600 İngiliz lirası maaş almış. İngiltere ve Osmanlı ilişkileri 1807 yılında kötüleşince Selanik’te tutuklanıyor ve kısa süre sonra serbest bırakılıyor ve Leake daha sonra diplomat olarak Arnavutluk’ta Ali Paşa’nın güvendiği İngiliz subayı olarak diplomatik görev yapıyor. Bu arada arkeoloji ve coğrafya çalışmalarını sürdürüyor. 1815 yılında albay rütbesiyle emekliye ayrılıyor ve çok sevdiği arkeoloji ve topoğrafya çalışmaları yapmak üzere Kraliyet Bilim Akademisine üye oluyor. Leake’i 6 kitabı var. Bunlardan biri Anadolu günlükleri, diğerleri Arnavutluk ve Yunanistan notlarından oluşuyor.
Şimdi insan düşünmeden yapamıyor. Bir İngiliz topçu subayı arkeoloji ve topoğrafya konularında eserler kaleme alıyor ve dünya bilim çevrelerinde itibar görüyor. Acaba Osmanlı ordusundan görev yapan kaç subayın böyle bir merakı var? Kaç Osmanlı subayı Anadolu, Arabistan, Balkanlar, kısacası tüm Osmanlı Coğrafyasıyla alakalı kitap yayınlamıştır? Bu sorunun cevabını verebilirsek sanırım Albay Leake’ın yaptığı katkıyı daha iyi anlayabiliriz.