Enerji çağımızın kaçınılmaz ihtiyacı. HES çılgınlığına alternatif olarak geliştirilen rüzgâr türbinleri giderek çoğalıyor.
Rüzgar enerjisi, her gün kendini yenileyen binlerce yıl sürdürülebilir enerji kaynağı olarak çok önemli bir alternatif oluşturuyor. Öte yandan HES yatırımları ekolojik zararlarının yanı sıra sürdürülebilir olmamasıyla çok yanlış bir yatırım olarak karşımızda duruyor.
Rüzgâr, güneşin doğmasıyla başlıyor. Gece oluşan soğuk hava tabakasının yere yakın bölümleri, güneşin ışınlarıyla hemen ısınmaya başlıyor.ve ısınan hava yükseliyor.. Atmosferin üst katmanları ile alt katmanları arasındaki sıcak ve soğuk havanın yer değiştirmesiyle de rüzgâr oluşuyor.
Odun kömürü imal eden Mardinli aşiretin yaşadığı bölgenin hemen yakınında rüzgâr türbinlerine rastlıyoruz. Tüm ova türbinlerle dolu. yerden elli ila seksen metre yükseklikte devasa makineler. Yeni bir yatırım alanı olarak ortaya çıkan rüzgâr türbinlerinin orta güçte olanlarının maliyeti bir milyon dolar imiş. Ürettiği enerjiyi satarak (5346 sayılı enerji kanununa göre) üç dört senede kendini amorti ediyormuş. Sonrasında uzun vadede otuz milyon dolar kâr söz konusu.
Yahyalı ahalisinin söylediğine göre iktidara yakın bazı tanınmış “siyasetçiler” ve eşleri ceplerinden beş kuruş çıkmadan devlet bankalarından aldıkları düşük faizli yatırım kredisiyle yüzlerce türbin yatırımı yapmışlar. Basit bir hesap yaparsak yüz türbin sahibi bu yatırımcılar üç sene sonra üç yüz milyon dolar kâr edecekler.
Karbon monoksit soluyan insanlar iki kilometre ötede bir kaç ton odun kömürü için canlarını ve çocuklarını feda ederken bir iki telefonla devletin imkanlarını kullanarak zengin olan seçilmişlerin yaşadığı bu coğrafyada fakirler için adalet ne zaman geçerli olacak? Halkının refahı için hizmet etmek üzere halkın sahibi olduğu devleti idare eden seçilmişler, derhal durdurması gereken çağ dışı odun kömürü imalatının yerine alternatif enerji kaynaklarını vatandaşlarının hizmetine sunarak en azından asıl görevini yerine getirmeyi ne zaman düşünecek?