Antik çağda “Pisidia” adı verilen bölgenin en önemli aktörlerinden biri olan Burdur Gölü hızla kuruyor. Kuyucak Köyü sırtlarından bakıldığında kurumanın ürkütücü boyutu ortaya çıkıyor. Gölün kurumasını engellemek için projeler hazırlayanlar da var kuruyan arazileri ranta çevirmek isteyenler de. Burdur Gölü’nün suları geçen yıl bu zamanlar, Isparta-Senir önlerindeyken, şimdi Burdur’a bağlı İlyas köyü yakınlarına kadar gerilemiş. Burdur Gölü’ndeki kuruyan göl yataklarından rüzgarla kalkan zehirli tozlar, yerleşim yerlerine, tarım alanlarına taşınıyor. Bu zehirler de tahmin edileceği gibi göl sularına deşarj edilen endüstri atıkları, kanalizasyon ve diğer toksin maddelerden oluşuyor. Burdur Gölü’nün önümüzdeki 20 yılda tamamiyle kuruyacağı tahminleri yapılıyordu. Oysa kuruma o kadar hızlı ki önümüzdeki iki yılda kurumanın çok ciddi seviyelere geleceği tahmin ediliyor. Bazı uzmanlar kuruma sınırının Karakent adı verilen sınırlara dayanacağını ifade ediyorlar.
Peki göl neden kuruyor? Doğa derneği yetkilileri soruyu şöyle yanıtlıyorlar:
“Burdur Gölü, Türkiye’nin 305 Önemli Doğa Alanları’ndan birisi. Yakın geçmişe kadar nesli dünya ölçeğinde tehlikede olan dikkuyrukların yüzde 70’inin kışlama alanıydı. Kışlamak için gölü kullanan dikkuyrukların oranı her yıl azalıyor. Burdur Gölü’nü besleyen en büyük akarsu olan Bozçay üzerinde 14 baraj ve gölet bulunuyor. Yapımı kısa süre önce tamamlanan Karaçal Barajı’nın su tutmasıyla birlikte Bozçay ile Burdur Gölü arasında su ilişkisi tamamen kesildi. Bu süreçte göl seviyesinde 12 metre 25 cm’lik alçalma meydana geldi ve gölün yüzey alanı 228 kilometrekareden 153 kilometrekareye geriledi.”
Gölün kurumasına diğer bir neden de göl civarıdaki tarım alanlarının bilinçsiz su kullanımı. Bu israfı önlemek adına kuru tarım projeleri geliştirildi. Bunlardan biri de “Lavanta Tarımı”
Lavanta tarımı Burdur ve Isparta köylerinin yeni umudu oldu. Isparta Keçiborlu yöresinde Kuyucak başta olmak üzere Kuşcular ve Çukurören köyleri arazilerinde lavanta tarımı yapılıyor.
Lavanta hasadı döneminde bu mor renkli görsel şöleni izlemeye gelen yoğun bir meraklı kitlesi var.
Isparta’ya 47 kilometre uzaklıkta olan Kuyucak; Torosların eteğinde yüksek bir tepeye kurulmuş, etrafındaki yamaçların ve ovaların çoğu lavanta tarlalarıyla çevrili şirin bir köy. Köy yaklaşık denizden bin metre yükseklikte. Lavanta tarlaları yaylalara kadar uzanıyor. Yayladan bakıldığında Burdur Gölü görülüyor. Gölün kuruyan bölümleri tuzlanma nedeniyle bembeyaz görünüyor. Bu tuz beyazını bir çok yerde gördüm. Pisidia Bölgesi yani göller bölgesi bu gidişle önümüzdeki on on beş yıl içinde tuz ovalarına dönüşecek.
1315 yılından bu yana yerleşim olan Kuyucak, bugün 250 kişilik nüfusa sahip. Kıraç ve susuz arazileri yüzünden yıllar önce göç vermeye başlayan diğer köyler gibi Kuyucak Köyü’nün kaderi de lavanta tarımı ile sanki tersine dönüyormuş gibi görünüyor.
Hasat zamanında tarlaları ziyaret edenler çoğalıyor. Turlar düzenleniyor, düğün fotoğrafçıları amatör fotoğrafçılar ve diğer meraklılar akın akın Kuyucak Köyü’ne geliyor. Hafta sonlarında izdiham oluyor trafik tıkanıyormuş. lavanta tarlaları cep telefonlarıyla selfi çekenlerle dolu. Bakalım Lavanta tarımı Pisidia’yı çölleşmeden kurtarabilecek mi?