Altın Çağ’ın efsanevi Kartacalı kumandanı Hannibal Barca ‘ın ülkesi eski Fenike kolonisi (Magrip) Tunus da halk ayaklandı. Sanki binlerce yıl öncesinin isyanları tekrar ediyor. M.Ö: 300 yıllarında Roma İmparatorluğu’nun istibdat rejimine karşı ayaklanan Finike kolonisi Kartaca halkı Hannibal’ın önderliğinde bir isyan başlatmıştı. Bugün halk yabancı güçlere karşı değil kendilerinden biri , bir Kartacalı olan Zeynel Abidin’in askeri istibdadına karşı ayaklanıyorlar. Artık Finike tanrısı ‘ Baal’ için savaşılmıyor, bireysel hak ve özgürlükler için mücadele veriliyor. Ortaçağ zihniyetli rejimlerin de birer birer düşüşünü görüyoruz. Özellikle Ortadoğu ve Kuzey Afrika bölgelerindeki patrimonyal askeri rejimlerin artık sonunun geldiğini görüyoruz.
MÖ. 850 yılarında Finike Kraliçesi Dido’nun kurduğu Kartaca şehir devleti, siyasi yapısıgereği iki kral ve iki meclis tarafından yönetiliyordu. Asiller ve halk eşit oranda siyasi güce sahipti.Krallar bir yıl süreyle meclislerin kararıyla seçiliyordu.
Dünya medyasının “Yasemin Devrimi” adı verdiği ayaklanmanın (1) esas itibariyle ülkeyi 1987 yılından bu yana demir yumrukla yöneten Zeynel Abidin Bin Ali ‘nin (23 yıllık iktidarı) aşırı partimonyal idaresinden kaynaklandığı ifade ediliyor.
Ülkenin sembolü kabul edilen yaseminin simge olarak kullanıldığı eylemlerin başlangıcı ülkedeki ekonomik sıkıntıların artmasıyla orantılı. Diğer Arap ülkelerine kıyasla daha eğitimli bir orta sınıfa sahip olan Tunus’un işsiz milyonları arasında oldukça önemli bir oran teşkil eden üniversite mezunları sokaklarda seyyar satıcılık yaparak geçinmeye çalışıyordu.(2)
1956 yılında Habib Burgiba önderliğinde Fransa’ya isyan eden vatanseverlerin bağımsızlık savaşı sonunda kurulan cumhuriyet ne yazık ki çevre ülkelerde de görülen diktaya dönüştü. Bu baskı rejiminin destekleyicisi her şeyden önce detant politikasının kuvvetle hissedildiği dönemde o bölgede etkili olan süper güçlerdi. Burgiba’dan sonra iktidarı ele geçiren Zeynel Abidin, güvenlik güçlerini her yıl daha da takviye ederek ülkeyi bir “polis devleti”ne dönüştürdü. Halk yolsuzlukların ve kanunsuzlukların giderek arttığı yıllarda çaresiz kaldı.(3)
Tunus bir ölçüde asker ve polis güçlerinin artık kontrol edemediği bir dönüm noktasına geldi. Halk artık korkmuyor. Protestolar çığ gibi büyüyor. Bir yanda özgürlük isteyen halk, öbür yanda fırsatçıların kapkaççıların yarattığı güvensiz ortam giderek güvenlik güçlerinin sertleşmesine neden olacak gibi görünüyor. Siyasi olarak hiç bir gücü olmayan bir parlemento ve hükümet şaşkın. Ülkede yaşayan yabancılar büyük gruplar halinde göç ediyor. Malını canını kurtarmak isteyen hali vakti yerinde Tunuslular da Batı ülkelerine kaçıyorlar.(4)
Uzmanlar Tunusdaki ayaklanmanın askeri cuntalarla idare edilen diğer Arap ülkelerine de sıçrayabileceği ihtimali üzerinde duruyor.(5)
Özellikle Mısır ilk akla gelen ülkelerden biri. Hüsnü Mübarek’nin patrimonyal idaresi altında bunalan halkın, “Müslüman Kardeşler” hareketine destek vermesi ve böylelikle parlementer bir çözüme gidilebileceği sinyalleri de şimdiden görülmeye başlanıyor. Tunus diğer Arap ülkelerinin aksine “Laik” bir ortasınıfa sahip. Bu bağlamda ülkede “İslami hareket” beklenmiyor. Sınır dışı edilen dini liderlerin geri dönüşlerinde ne tür bir yapılanma olabileceği de şimdiden tahmin edilemiyor. İkinci savaş sonrasında bu bölgelerde alel acele kurulan askeri rejimlerin artık sonunun geldiğini söylemek de mümkün.(6)
—————————————Notlar :
(1) Radikal :Tunus Kan gölü 15/01/2011
(2) The Newyork Times : ‘Power in Tunisia changes hands’ : David Kirkpatrick 15/01/2011
(3) Financial Times : ‘Raula Khalaf: Presidends exile leaves security vacuum’ 16/01/2011
(4) The Washington Post :Opinion: ‘Tunisia’s revolution should be a wake up call…’ 15/01/2011
(5) Foreign Policy : Michael Koplov ‘Why Tunisia’s revulution is İslamist -Free:16/01/2011
(6) Dagens Nyheter : ‘Tunisien oroar grannregimer’ DR. Maha Azzam ‘la söyleşi:16/1/2011