Kadim öğretilerin günümüze kadar nasıl geldiğini anlamak kolay değil. Kadim öğretilerin ne olduğunu tarif etmek ise daha da zor. Bir çok disiplinin ortak yönünün bulunabileceği bir alan. Kimine göre bir eğitim sistemi, kimine göre inançlar bileşkesi, kimine göre ise gizli bilgilerin ve kadim sırların sembolleşmiş hali olarak da tarif ediliyor. Mistik, gizemli, sırlarla dolu metafizik bir alan. Batınî yani “içsel, içrek” bir alan.[2] Çoğu yazara göre ise kadim sırlara vakıf olan bir “rehber, mürşid” tarafından belirli bir sistem içerisinde “öğrenci, mürid” lere öğretilen bilgilerin ve bu eğitim sürecinin tümüne ve söz edilen aktörlerinin rol aldığı tiyatro oyununa verilen genel ad olarak tanımlanıyor.[3]
New Age veya “yeni dalga” olarak adlandırılan akımların tam merkezine de oturtulmuyor da değil. Hangi pencereden bakıldığına göre farklı anlamlar yükleniyor. Özellikle felsefe, dinler tarihi, okült, gnost, sosyoloji ve psikoloji alanlarından yapılan göndermelerle bir tür kültür tarihi bilgi yumağına da dönüştürülmüyor değil.
Felsefe açısından yaklaşıldığında varlık bilgisi yani onkoloji çizgisinden başlayarak varoluşun tarihi bir düşünce silsilesi olarak önümüze gelir. Teolojik pencereden bakıldığında ise bilginin yaratandan geldiği bu nedenle kutsal olduğu gerçeği de vurgulanır. Gnost veya okült açıdan yaklaşanlar ise daha farklı bir yöne vurgu yaparlar.[4] Kadim Sümer, Babil, Asur ve Mısır Uygarlıkları süresince birbirine aktarılan mistik bilgilerin toplamına verilen eklektik bir ad olarak da karşımıza çıkarılır. Özellikle kozmoloji ağırlıklı Babil uygarlığının rahipler tarafından tutulan yıldız güncelerinde deşifre edilen , gezegen hareketleri ve güneş ve ayın yaşama olan etkileri insanların yaşamı ile ilişkilendirilir.
Bu kadar geniş bir alanı kavramak giderek zorlaşmaktadır. Bu karmaşaya bir de yönler ilave edilirse işin içinden çıkmak iyice zorlaşır. Batı ezoterizmi, Doğu ezoterizmi diye ikiye ayıran bir yaklaşımı da yok sayamayız. Ezoterizmi daha iyi anlamak adına yaklaşımlar arasındaki ortak noktaları bulmak gerekir. Bu ortak noktaların başında ”inisiyasyon merasimi ” gelir. İnisiyasyon kelime anlamı olarak ”iykaf” veya “ergenleştirme, olgunlaştırma” demektir. İnisiyasyon “yol” a ya da “tarıq” a girmeye aday olan kişinin imtihanı ya da kabul edilme merasimi sırasında başından kabul ediliş aşamasına kadar yaşadığı fiziksel ve ruhsal sürecin tümüne verilen ad olarak da tarif edilebilir. Bir aday özel bir seçim sürecinden geçtikten sonra ancak aday olabilir. Seçilen yol’a göre inisiyasyon merasimleri de değişiklik gösterir. Kadim Mısır geleneğinde Sfenks’in altındaki yola getirilen adayın rahipler tarafından bir dizi imtihandan geçirildiği söylenir. Bu fiziki ve ruhsal zor engelleri başarıyla geçen aday yeniden bir “mist” olarak doğar. Eski benliğinin içinden sıyrılıp bir tür ruhsal metamorfoz geçirerek “mist” seviyesine yükselir. Sınavı başaramayanlar ise ölürler. Adaylar ya ölecek ya da sınavdan başarıyla geçeceklerdir. Üçüncü bir yol yoktur.
İnisiyasyon aslında ezoterizmin temeli olarak nitelendirilebilir. Hangi yol’a girildiğine bağlı olarak her mertebede farklı sınavlardan geçer aday ve sonunda “mister” olur. Eski benliğini öldürür ve yeni değerlerle yeni benliğiyle doğar. Artık aday değildir. Yol’a giren bir mister dir. Gereken ruhi aşamaya erişmiş nefsini kontrol etmeyi öğrenmiş sırları öğrenmeye hazır hale gelmiştir. Yolun gerektirdiği eğitimi uzun ve çaba gerektiren bir çalışmayla sürdürür. Adaylıktan başlayan yolculuğu sürmekte ergenleşme, olgunlaşma aşamalarını geçmiş , ölmüş ve yeniden doğmuştur. Yeniden doğan bilge insan artık farklı biridir. Eski benliğini öldürmüş yeni benliğiyle bir “mister” olarak yapması gereken şeyi yapacak, yürümesi gereken yolu yürüyecektir artık.
İnisiyatik yolun her kültürde farklı biçimlerde geliştiği kiminde bilim kiminde din kiminde metafizik kiminde ise gnost[5] veya okült[6] ağırlıklı olduğu gözlenmiştir. Sırlara erişmeye çalışan aday, ruhu olgunlaştıkça sır kapıları kendiliğinden aralanacaktır. Yunanlı misterlerin deyimiyle Mathesis[7] ya da pathesis[8] sahibi olacaktır. Yeni-platonculuk[9] olarak da adlandırılabilecek olan bu eğilim günümüzde de binlerce yıl önce olduğu gibi geçerliğini korumaktadır.
Notlar: Jale Kahraman’ın “Resim Sanatının Ezoterik Boyutları” konusundaki yüksek Lisans Tezinden yararlanılmıştır.
[1] “Ezoterizm”de (Yun. Esoterikos);“Bir tinsel “merkez”den çıkan ve ancak, kendisine götüren belirli teknikler de dahil olmak üzere her şey aşıldıktan sonra ulaşılabilen bilgi türünden söz edilmektedir” (Faivre ve Voss, 2006:143) .
[2] Ezoterizm: “İçrek yani dışa kapalı ve kendi içine dönük ya da apaçık olmayan” (Guenon, 2005: 17 ) .
[3] İnisiyasyon (Erginleme- Ezoterizm): „Dışarı‟daki, „yabancı‟, „harici‟, „bigane‟ kişinin „içeri‟ alınması, „mahrem‟ kılınması, ezoterik topluluğun üyesi yapılması, ezoterik bilginin ışığına kavuşmasıdır. Ezoterik inisiyasyon, bireyde, varlığın bir alt aşamasından bir üst aşamasına geçişi tinsel olarak gerçekleştirmeye yönelik süreçtir (Guenon, 2005:17) .
[4] Gnosis (Tefekkür-Marifet): “Sezgi yoluyla elde edilen bilgi. Eski Yunanca da iki bilgi türü vardı: Mathesis; öğrenilebilir bilgi, Pathesis; his, ıstırap yoluyla edinilen bilgi” (Hançerlioğlu, 1993:113) .
[5] “Yunanca bir sözcük olan gnosis bilgi anlamına gelmektedir. Gnostisizm, milatın ilk yüzyıllarından önce Akdeniz bölgesinde görülmeye başlanan ve oradan da Orta Asya‟ya doğru uzanan, çeşitli mistik inisiyasyona yönelik dinler, mezhepler ve bilgelik okulları için kullanılan genel bir kavram ya da öğretidir” (Akıncı, 2008:21)
[6] Okült: “Latince Occultus. Sırlar bilgisi, Genellikle ‘doğaüstünün bilgisi’ olarak anlaşılır. Popüler anlamda ise belli kişiler tarafından anlaşılan bilgi olarak da düşünülür” (Akıncı, 2008:13) .
[7] Hançerlioğlu –öğrenilebilir bilgi
[8] Hançerlioğlu-ızdırap yoluyla elde edilen bilgi
[9]Yeni Plâtonculuk: “Antikçağ sonlarında dinle felsefenin birleşmesi ile oluşan sadece filozofik değil daha ziyadesi ile teozofik, Hermetik hatta mistik bir akımdır” (Hançerlioğlu, 1993:743) .