Bu Cumartesi günü şakayıkların fotoğraflarını çekmeye gidiyoruz. Sert geçen kış yüzünden açmaları geciken şakayıkların artık yavaş yavaş açmaya başladıkları haberini aldık. Hisarçandır bölgesinde sedir ormanı içerisinde bir bölgede yoğun olarak bulundukları söyleniyor. Aynı bölgeye bu yıl sedir ağaçlarının kesilmesini protesto etmek amacıyla da gitmiştik. Yine maden ocağı, yine doğa katliamı. Bu doğa cinayetlerinden kurtuluş yok artık.
Likya bölgesinde “Şakayık” çiçeğinin halk arasındaki adı “Ayı Gülü” dür. Bazı yerlerde ise “Eşek Gülü” olarak bilinmektedir. Sedir ormanlarının bulunduğu bölgelerde Nisan ayı başlarında açmaya başlıyorlar. Sedir ağaçlarıyla şakayıkların nasıl bir bağlantısı var bilmiyorum ama birlikte yaşayabiliyorlar.
“Paeoniaceae” familyasından olan şakayık, “Paeonia” ismi, Eski Grek mitolojisinde ilaçların tanrısı olan “Asclepius”’un öğrencisi olan “Paeon” dan geliyormuş. Apollon’un annesi olan Leton tarafından hamile kadınların sancılarını dindirmek üzere ormanda şakayık aramaya gönderilen Paeon’u kıskanan Asclepius’un hışmından korumak amacıyla Zeus öğrenciyi Paeonia yani Şakayık’a dönüştürüyor.[1] Hikaye bu. Bir başka mitolojik hikaye de onun bir peri olduğuna ilişkindir.
Bir Akdeniz efsanesine göre tanrılar tarafından çok beğenilen ve kur yapılan Paeonia adındaki güzeller güzeli periyi kıskanan kıskanç bir tanrıça onu bin yapraklı bir çiçeğe dönüştürür: hamile kadınların sancılarını dindirmek üzere tohumları kullanılan şakayık çiçeği tıpta da kullanılmaktadır.
Uzak Doğu geleneklerinde de bin yapraklı şakayık imparatorlukların sembolü olarak kullanılmıştır. Çin’de Ming Hanedanı’nı 1644 yılında deviren Qing Hanedanı’nın sembol çiçeği şakayıktır. Şakayık yani Paeon Çince “fùguìhuā” adı verilen “zenginliğin ve haysiyetin (Şeref) çiçeği ” ya da “huawang” “Çiçeklerin kıralı ” olarak bilinmektedir.
Gönül Cantay “Türk Süsleme Sanatı’nda Meyve “ adlı makalesinde şakayıktan söz eder:
“Türk süsleme sanatlarının sevilen diğer bir çiçeği de “şakayık” motifidir. “Şakayık” kelimesi “fazla açılmış” anlamını taşımaktadır. “Kız sen şakayık gibi olmuşsun.” sözü bu anlamı ifade etmektedir. Hatayî gibi çok yapraklı, hacimce büyük bir çiçek olan şakayık, bitki özellikleriyle çok açılmış ve göbeği dışa fırlayan bir gül özelliği gösterir.”[2]
Şakayık çiçeği ABD’nin Indiana Eyaleti resmi sembolü olarak da bilinmektedir. 17. Yüzyılda Amerika kıtasına götürülen şakayık çiçeği tohumları Indiana bölgesinde yayılma alanı bulmuştur. Bin yapraklı olması şairlere de ilham vermiş, bazı şairler divanlarına şakayık sıfatını takmıştır.
“Gölün dibi karanlık, durgundu ama, üstünde nilüferler yetişirdi; işte Şakayık bu çiçekleri toplayacak, suların dibindeki karanlığı aklına getirmeyecekti.”
Bu alıntı da Pearl Buck’ın Peony / Şakayık adlı romanından.
“ Romanın konusu devrim öncesi Çin’de Şakayık isimli halayık, Yahudi bir ailenin yanında çalışmaktadır. Neşeli, becerikli, güzel ve zeki bir kız olan Şakayık, evin tek oğlu David’i sever. Ama aşkının hiç karşılık bulamayacağından da emindir. ….”
Çiçeklerle ilgili bir blogda şakayıkla ilgili aşağıdaki açıklamalara rastladım. Alıntı yapıyorum:
“Şakayık Çin’in en çok sevilen ve en ünlü çiçeği olarak değerlendirilebilir. Şakayık/Peony çiçeği (Çincesi ‘Mudan’) 1994’te Çin’de yapılan oylama sonucu en çok oyu alarak Çin’in milli çiçeği olarak kabul edilmiştir.
Her sene ilkbaharda (15–25 Nisan) Henan eyaletinin Luoyang şehrinde 10 gün süren Şakayık Festivali ve sergisi düzenlenmektedir. Luoyang’da yetiştirilen 600 çeşit Şakayık’ın yanı sıra denizaşırı bölgelerden gelen şakayık çeşitleri de sergilenmektedir. Bunun yanı sıra Çin’deki çoğu şehirde şakayık çiçeğinin sergilendiği birçok festival düzenlenmektedir. Kökünde; uçucu yağ, nişasta, şekerler, peanol ve peregrinin adlı bir alkoloid vardır. Ev ilaçlarında kökleri kullanılır. Şakayık genellikle kökleri ve nadiren çiçekleri çay, tentür ve natürel ilaç yapımında kullanılır.
Boğmaca ve öksürükte şikâyetleri giderir. Sara da faydalıdır. Sinirleri yatıştırır. Nikris ve kramplarda da faydalıdır.”[3]
Bir çiçek deyip geçmemek gerek. Öncelikle Hisarçandır sedir ormanlarında doğal alanlarında bulunan şakayıkların buralara Çin’den geldiğini söylemek için elde yeterli kanıt yok. Öte yandan Expo-2016 organizasyon komitesi şakayıkın fuar amblemi olmasına karar vermiş. Açıklamaları şöyle:
“Latince ismi “Paeonia turcica” olan sembol çiçek; isminin içinde “Türk” geçen bize ait bir çiçektir. Gen merkezi Anadolu olan bu çiçek; Antalya, Burdur ve Denizli illerinde yetişen bir bitki türüdür.”[4]
“Şakayık’ın dünyada doğal ortamda 20 civarında türünün mevcut olduğunu söyleyen Atatürk Bahçe Kültürleri Merkez Araştırma Enstitüsü Süs Bitkileri Bölümü Doğal Süs Bitkileri Uzmanı Erdal Kaya şöyle söylüyor:
“Paeoniacea familyasının tek cinsi olan Paeonia’nın yaklaşık 20 civarında türü mevcuttur. Ülkemizde şuana kadar 9 türü (P. Arietina (P. Officinalis), P. Daurica, P. İdaea, P. Kesrouanensis, P. Mascula, P. Peregrina, P. Tenuifolia, P Turcica, P. Witmanniana) bulunmuştur. Bu türlerin alt türleri ve olabilecek diğer türler diğer yandan lokasyonlar arası fark da göz önünde tutulursa otsu şakayığının en büyük gen merkezi Türkiye’dir denebilir. Ancak Fransa tek türü için koruma kanunu çıkarıp, koruma altına alınırken 2-3 yüz yıldır pek çok ülke hibrit elde etmek için ıslah çalışırken (kesme ve bahçe çiçeği için ıslah edilmiş 100’lerce standart çeşit mevcuttur) 40’dan çok ülkede Paeonia dernekleri kurulmuşken, ülkemizde bugüne kadar maalesef hiçbir çalışma yapılmamıştır” [5]
Aynı kaynağa göre de, Şakayık ( Paeonia turcica L.) ın üretim çalışmaları Batı Akdeniz Ormancılık Araştırma Enstitüsü ve Yalova Atatürk Bahçe Kültürleri Merkez Araştırma Enstitüsü işbirliği ile Elmalı da bulunan Sedir Araştırma Ormanında başlatılmış.[6]
Bütün bu bilgi toplama çabasından sonra şakayıkların özellikle de yabani şakayıkların ne kadar önemli olduğu ortaya çıkmaktadır. Doğal ortamlarında yetişen ve yayılan şakayıkların tehdit altında olduğu dile getirilmektedir. Hisarçandır’da doğal ortamlarında şakayıkların maden ocağı işleticilerinin tehdidi altında olduklarına şahit oldum. Doğal kaynakları paraya çevirmek üzere kurgulanmış bu şirketlerin kısa vadeli amaçlar için yapmayacakları yok.
Tarla açmak için ormanda kasten yangın çıkaran köylülerin cehaleti ise ikinci tehdit. Sık sık o bölgede orman yangınları çıkıyor. Kasıtlı yangınlar bir türlü önlenemiyor. Doğanın talan edilmesini devlet önlemek için köklü tedbirler almak zorunda değil mi?
Üçüncü tehdit ise “salepçiler” adı verilen grup. Belirli çiçeklerin köklerini toplayıp satan bu grup çiçekleri kökleriyle söktükleri için doğada geri dönüşü imkansız zararlara yol açıyorlar. Bölgede kök toplayan salepçilerin sayısı hiç de az değil.
Doğa bilincinin oluşması zaman alan bir eğitimden geçiyor. Bölge halkının doğa bilinci çok düşük. Talan ekonomisinin yoğurduğu çıkarcı gruplar aynen define avcıları gibi önce kaynağı yok ediyor sonra işe yarar ya da yaramaz ayırımı yapmadan talana başlıyorlar. Kaçak baltacılar, kundakçılar, salepçiler, mermer ocakları gibi tehlikelerin bertaraf edilmesi bölge halkının çevreye daha duyarlı davranmasıyla önlenebilir. Bölge halkı nasıl eğitilecek? İşte en önemli soru bu. Gördüğüm kadarıyla bu da yerel halkın umurunda değil. Bakalım bu Cumartesi günü şakayıklar ne anlatacak.
———————————————-
[1] http://en.wikipedia.org/wiki/Peony
[2] http://turkishstudies.net/sayilar/sayi11/3%20g%C3%B6n%C3%BCl%20cantay.pdf
[3] http://tr.clearharmony.net/articles/a112783-Eski-Cin-Gelenekleri-Cin%E2%80%99in-Milli-Cicegi-Sakayik-Mudan.html
[4] http://www.expo2016antalya.org.tr/tr/sayfalar/17/sakayik-cicegi-hakkinda
[5] http://ccangul.blogcu.com/nesli-tukenme-tehlikesinde-bir-cicek-sakayik/234797
[6] http://www.baoram.gov.tr/Haberler_A.aspx?HaberID=153