Uzun zamandır gidip fotoğraflamak istediğim yerlerden biri de Rumeli Feneri idi. Kadıköy’den bir saatlik bir otomobil yolculuğu ile ulaştığım köy son gördüğümden bu yana yapılaşmanın doruk yaptığı yerlerden biri olmuş. Bunun nedeni özellikle bölgede inşa edilen üçüncü köprü yolları ve havaalanı olabilir.
Koç Üniversitesi ve giderek genişleyen Zekeriyaköy yerleşimleri, yerden mantar gibi türeyen villa siteleri de yapılaşmanın ana unsurları denebilir. Tüm bu yapılaşmanın altyapısını oluşturan market, kafe, restoran gibi işletmeler en lüks tasarımlarıyla dikkat çekerken bağlantı yolları ve diğer temel altyapı unsurlarında ciddi eksiklikleri göze çarpmıyor değil.
Ormanlık alanların kenarlarında büyük bir olasılıkla mangalcıların bıraktıkları çöpler, terkedilen köpekler ve sanayi atıkları dikkat çekiyor. Bu bölgenin ana bağlantı yolu olan asfalt yolda çukurlar oluşmuş. Hafta arası olmasına karşın ciddi bir trafik yoğunluğu da var.
Aracın GPS’i aracılığıyla Rumeli Fener’ini buluyorum. Fener çevresinde bir inşaat faaliyeti göze çarpıyor. Burası bir balıkçı köyü ama sanayi tipi balıkçılık yapıldığı belli. Aşağıya limana inip bir tur atıyorum. Çok büyük balıkçı tekneleri var. Belli ki burada tam boğazın girişinde ağlarıyla girişi kapatan bu tekneler aşırı balık avı yapıyorlar. Balıkların hiçbir biçimde yıllık üreme rotalarını takip etme şansları yok. Oldum olası bu “fakir balıkçı masalı”’ nı itici bulmuşumdur. Aç gözlü tekne sahipleri resmen denizin dibini tarayarak ne var ne yok yukarı çekiyorlar. Engel olan da yok. Yasaklara uyan da yok. Limanda nereye baksan çöp görüyorsun. Bu kadar çok para kazanan balıkçılar teknelerini bağladıkları barınağı temiz tutamıyor mu?
Osmanlı’nın sosyolojik ve politik sınıflaması olan “reaya”[1], “askeriye”[2] ikilemesinin modern Türkiye Cumhuriyetinde tüm eşitlikçi, modern demokrasi çabalarına karşın sürdüğünü görmek çok üzücü. Bir yanda giderek vahşileşen hiçbir kültürel veya doğal yaşama önem vermeyen çıkar grupları öte yanda yobazlığın bayrağını eline alıp korkusuzca karşısına çıkan her türlü çağdaş fikre saldıran sahtekar din adamları el birliğiyle Anadolu’nun doğal ve kültürel envanterini yok etmeyi sürdürüyorlar. Hangi amaçla yapıldığı önemli değil asıl önemli olan bu kültür envanterine sahip çıkmayan, korumayı bile düşünmeyen zihniyet.
Özellikle de o çevrede yaşayan ahalinin üzerinde durması gereken önemli konuların barınak, fener ve kale olması gerektiğini söylemek mümkün. Rumeli Feneri köyü nüfusu (artık mahalle olarak anılıyor) toplam 4,175 kişi: 2,195 erkek, 1,980 kadın.[3] Resmi kayıtlarda böyle gösteriliyor. Böylesine büyük bir balıkçı barınağının balıkçı teknelerinden elde ettiği gelir acaba nedir? Bir kayıt tutuluyor mu? Balıkçı ne vergi ödüyor? Bütün bu konularda hiçbir bilgim yok. Oysa balığın bu kadar pahalı olduğu bir ülkede aşırı avlanma yasakları olmalı. Yüzü gülen balıkçılar acaba gelecek nesilleri düşünüyor mu? Hiç sanmıyorum.
Barınaktan bakınca kale görünüyor. Kaleye giden yolu gösteren yol işaretleri yok. Sorarak gidiyorum. Çok bozuk bir yol. Dar sokak aralarından geçip gidiliyor. Özel araçlarıyla gelenler var. Yaklaşık 10 kadar araç sayıyorum. Araç park edilen alan ambalaj atıklarıyla dolu. Çoğunlukla bira ve diğer meşrubat ambalajları dikkat çekiyor. Civarda çöp konteyneri yok. Demek ki belediye buraya hizmet vermiyor. Ziyaretçiler kale surlarında geziniyor. Surlara çıkış yapılan burçlar ve görevli odaları, depolar yıkıntı halinde. Tek kelimeyle burası bu tarihi kale bakımsızlıktan yıkılmak üzere.
Büyük bir olasılıkla burası civar yerleşimlerden gelen insanların rekreasyon alanlarından biri ama Kefken, Kerpe gibi yetkililerin ilgisiz kaldığı bir bölge. Oysa üçüncü köprü, civar yolları inşa edenler bu kültürel değerlere de sahip çıkıp yatırım yapabilirler. Bu ziyaretçi trafiği artarak kale ve fener ciddi bir turizm destinasyonuna dönüştürülebilir. Antik kale mimarisinin restorasyon dönemlerinin 17-18. Yüzyıl özellikleri taşıdığı düşünüldüğünde bir çok bakımdan değerlendirmeye alınabilme imkanı da ortaya çıkabilir.
Son olarak fotoğrafçılık açısından kale, fener ve çevresinin ilginç mekanlar sunduğunu; uzun pozlama, time-lapse, astro fotoğraf gibi teknik açılardan çok ilgi çekici bulduğumu söylemeliyim.
[1] REÂYÂ – TDV İslâm Ansiklopedisi (islamansiklopedisi.org.tr)
Reaya Ne Demek, Tdk Sözlük Anlamı Nedir? Reaya Sınıfı Kime Denir? – En Son Haberler – Milliyet
[2] Osmanlı toplumunda, askerî ile reaya arasındaki farklılıklar nelerdir? (odevhane.com)
[3] https://www.nufusune.com/191775-istanbul-sariyer-rumelifeneri-mahallesi-nufusu#:~:text=RUMEL%C4%B0FENER%C4%B0%20mahallesi%20n%C3%BCfusu%20(%20belde