Şiddetli rüzgâr ve yağmurun ardından hava sıcaklığı İstanbulda on derece kadar düştü.
Yılın son günlerine doğru hızla yaklaşıyoruz. 2010 yılı da on dokuz gün sonra yeni bir yıla dönüşecek.
Hıristiyan kültürüne göre bu ikinci pazar ikinci advent, Yahudi kültürüne göre Hannukah’ın dördüncü günü.
Salı günü 7 Aralık da Hicri takvimi kullananlar için yılbaşı.
Hiç şüphesiz bu yılın en önemli olayı Wikileaks web sitesinin yarattığı girdap oldu.
Her ne kadar farklı düşünceler ortaya atıldıysada belki de modernitenin sonuna geldiğimizi gösteren çok kuvvetli bir işaret olarak da algılanmalıdır.
Bir kaç açıdan önemli olduğunu düşünüyorum bu girdabın.
Öncelikle dönemin (Modernite )kapanıp bir başka dönemin (Post Modernite) açıldığını vurgulaması açısından.
İkinci olarak geleneksel bazı mesleklerin artık farklı bir şekilde icra edilmek zorunda olduğunu vurgulaması açısından. Gazetecilik, diplomatlık ve politikacılık en fazla göze batan meslekler olması itibariyle hedefteler.
Ardından diğer meslekler öne çıkıyor. Bankacılık, reklamcılık, vb. gibi.
“Radikal demokrasi ” söylemiyle yola çıkan bu akım her şeyden önce çifte standardı ve sırlar üzerine kurulmuş olan sahte imparatorlukları hedefliyor gibi görünüyor. Sitede yayınlanan haberlerin filitreden geçirildiğini iddaa eden uzmanlar da var. Guardian,New York Times, Le Monde ,vb. gibi hatırı sayılır medya organlarının danışmanlık yaptığı sitenin güvenirliği sorgulanıyor. Bu sitenin yeni bir “Manipülasyon” taktiği olup olmadığını yakında öğreneceğiz. En azından global düzeyde cereyan eden bu girdabın kimleri yutacağını da göreceğiz.
Eğitimsiz ve donanımsız halk kitleleri, güçlü ve şiddet uygulayan devletlerin, bankaların ve çokuluslu şirketlerin elinde oyuncak olmuş durumda. Bu muazzam güce karşı koyacak hiç bir umut da görünmüyor. Milyonlarca insanı katledenler ellerini kollarını sallayarak barış güvercinleri uçuruyorlar.
Buyurgan devlet görevlileri, kendileri gibi düşünmeyen gerçeği arayan hizmet etmek zorunda oldukları kendilerini seçen ve güvenen halk kitlerine zulüm etme yoluna gidiyorlar.
Bizdeki durum ne?
Kamu oyu yaklaşık bir yıldır “Anti-Amerikan” bir eksene doğru kayıyor. Bu bir yerde Obama yönetiminin işbaşına geldiği zamanlarda başlayan bir dönüşüm.
Medya “Takvim -i Vakayi” usulüne doğru şekillendi. İktidarı eleştiren medya tasfiye edildi veya ekonomik olarak dönüştürüldü. İktidarı ve hükümet yetkililerini öven medya organları ve yazarlar ödüllendirildi. Öğretim görevlileri arasından hemen hemen her gece başka bir kanalda boy gösteren uzman profesörler ortaya çıktı. Tarafsız olduğu tartışmalı düşünceler ve araştırmalara imza atan profesörlerin şöhretleştiği bir döneme girdik. Her halde bunun bir “rating” ini tutan vardır.
Türkiye medyası elbirliğiyle( Bazı hükümet yetkililerinin desteğiyle) Wikileaks ‘de yayınlanan belgelerin İsrail ve ABD tarafından filitrelenmiş ve gizli bir planın parçası olarak kasıtlı ve düzmece raporlardan oluştuğunu ispat etmeye çalışıyor. Demeç veren hükümet yetkilileri savlarını ispatlamak için kanıtlar ileri sürmek yerine “şark kurnazlığı” yapmaya çalışıyorlar.
Bu arada demokratik gelenekler ve söz özgürlüğü adına kayda değer haberler de yok değil.
“Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın rektörlerle buluşmasını protesto etmek için Ankara’dan gelen bir grup öğrenciye polis müdahale etti. ” Vatan
“Bülent Arınç: ABD’li diplomatların raporları aptalca” Yeni Şafak
Dolmabahçe: Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın rektörlerle buluşmasını protesto etmek isteyen öğrenci gençlik sendikası üyesi bir grup Dolmabahçe’deki çalışma ofisine yürümek istedi.Polisin ikazlarına rağmen yürüyüşe geçen gruba polis biber gazıyla müdahale etti. Müdühale sonrası polis bazı öğrencleri gözaltına almlaya çalıştı. Bu sırada polisle öğrenciler arasında arbede çıktı. Polis zor kullanark yaklaşık 10 kişiyi gözaltına aldı. Medya Faresi
Pazar günü hava sıcaklığı düşerken yine de serin kuzey rüzgarıyla kendime gelmek ve biraz nefes almak için yürüyüşe çıkıyorum.
İyi Pazarlar