web analytics

Paskalya çöreği çocukluk yıllarımdan simit ile birlikte hatırladığım bir damak şöleniydi. Pastanelerde satılan paskalya çöreği siyah dikdörtgen fırın tepsisi içinde davetkar davetkar gülümserdi. Onun yanında üstü pudra şekerli içi reçelli ponçik, açma, ayçöreği de olurdu. Pastacı onları tepsiye dizer ağzımızın suyunu akıtırdı. Paskalya çöreği bir kişi için fazla büyüktü. Ben çay yanına ayçöreğini tercih ederdim.

Yaşımız ilerledikçe paskalya’nın  bir çörek adı olmasının yanı sıra önemli bir  Hıristiyan bayramı olduğunu öğrendik. Komşularımızın bizi davet ettikleri şahane paskalya sofralarında boyalı yumurtaları tokuşturup çeşit çeşit çöreklerle karnımızı tıka basa doyurduğumuz günlerdi. Onun ardından şeker bayramı gelirdi. Yine karnımızı dolmalarla, böreklerle tıka basa doyururduk. Din ayırımcılığının olmadığı sevgi ve saygı dolu günlerdi.  Osmanlı toplum yapısı gereği çok dinli çok kültürlü şehir yaşamının renkli günleri olan dini bayramlar iç içe geçer eğlence hiç bitmezdi. Pesah, Paskalya, Şeker bayramı. Her üç dinin de kutsal günlerinin farklı ritüellerinin birbirine karıştığı bir kültür yaşamı belirgindi. Bugün eğer  tek yanlı kültürel yaşamı sorgulayanlar varsa; sorumlusu çok açık bir biçimde geçtiğimiz son elli yılda her gün daha da dozunu artıran siyasi İslam politikalarıdır.

 Siyasi İslam’ın toplumun her kesimine  ağır ağır nüfuz etmesi halkın bilinçsizce tuzağa düştüğü bir tercih oldu bir yerde. Toplumun tutucu aileleri kılık kıyafetle başlayan daha sonra farklı zeminlerde farklı enstrümanları, çıkar hesaplarını ve gizli kaynakları  kullanarak etkiledikleri diğer aileleri de yobazlık sınırlarına kadar sürüklemeyi başardılar. Dinin baskısı 60’lı -70’li yıllarda bu derece  hissedilmezdi.  

Paskalya Türkçe’ye Rumca’dan  “Pashalia”(Πασηαλια) sözcüğünden türeyerek girmiştir. Kelimenin kökeni İbranice Hamursuz Bayramına verilen ad olan “Pesah” dır. İbraniceden Aramca’ya oradan da Yunancaya geçen kelime “Pascha” olmuş oradan da   Latince “Pascha” türemiştir. Anglo Sakson dünyasında  ise  İngilizce dilindeki değişim ise farklı bir kulvardan giderek  eski Sakson Pagan tanrıçası olan “Ēostre” den türetilerek “eastern” kelimesinin ortaya çıkmasıyla bugün İngilizce konuşulan ülkelerdeki tanım ortaya çıkmıştır. Protestan Germen dillerindeki  karşılığı “Ostern”dir. Paskalya sözcüğü Hollandacada “Pasen”, İskandinav dillerinde ise “påske”, “påsk”, “páskar”,” páskir”olarak kullanılmaktadır.

Paskalya Katolik, Protestan  ve Ortodoks mezheplerinde farklı tarihlerde kutlanmaktadır.[1]  İsa’nın dirildiği günü belirleme hususu, 8. yüzyıla kadar Doğu ve Batı kiliseleri arasında başlıca tartışma konularından biri oldu. Anadolu’daki Hıristiyanlar (Ortodoks) İsa’nın çarmıha gerildiği günü, Yahudilerin Pesah (Hamursuz Bayramı) olarak kutladığı, baharın ilk dolunayından sonraki 14. gün (Yahudi Takvimi’ne göre 14 Nisan) olarak belirlediler. Batı Kiliseleri’nde ise İsa’nın bir Pazar günü dirildiğine inanıldığı için, Yahudi 14 Nisan’ından sonraki ilk Pazar günü “Diriliş Günü” kabul edildi. Zamanla diğer kiliseler de bu geleneğe uydu ve kutlamalar Pazar günü yapılmaya başlandı. Günümüzde Quartodesiman (14ncü güncü) denen ve Diriliş gününü haftanın hangi gününe geldiğine bakmaksızın kutlayan kiliselerin sayısı oldukça azdır. 325 yılındaki İznik Konsili’nde, Paskalya’nın bahar ekinoksundan (21 Mart) sonraki ilk dolunayın ardından gelen Pazar günü kutlanması kararı alındı. Bu nedenle Paskalya, Gregoryen Takvimi’ne göre 22 Mart ile 25 Nisan arasındaki Pazar günlerinden birine denk gelir. Doğu Ortodoks Kiliseleri, Jülyen Takvimi’ni temel aldıkları için kutlamalar genellikle Protestan ve Katolik kiliselerinden bir hafta sonra gerçekleşir. Ayrıca yine Ortodoks kiliselerinde Paskalya’nın Yahudi Pesah Bayramı ile aynı güne denk ‘gelmemesine’ dikkat edilir.

Bu yıl (2022) Batı kiliseleri Paskalya bayramını 17 Nisanda, doğu kiliseleri de 24 nisanda kutladılar.

Paskalya tarihleri konusu uzun yıllar boyunca Hıristiyan teologları arasında tartışmaya sebep olmuştur. Tartışmalar halen devam etmektedir. Hıristiyan inancına göre İsa’nın çarmıha gerilmesinden üç gün sonra dirildiğine inanılır. Diriliş ile ilgili olarak fikir ayrılıkları da vardır. Bu fikir ayrılıkları doğu ve batı kiliseleri arasındaki ritüel farklılıklarına da sebep olmuştur. Örneğin tutulan oruçların gün sayısı tarihsel süreçte değişiklik göstermiştir. Ash Wednesday ya da 40 gün orucu adı verilen dönem doğu kilisesinde 50 bazı uygulamalarda 60 gün olarak uygulanmaktadır.

Paskalya  döneminin Hıristiyan dünyasında tartışmalı tarihleri olması, ritüel farklılıkları içermesi uygulamanın başlangıcı olan 2. Yüzyıldan bu yana tartışılmıştır. İnananların inançları doğrultusunda hassasiyetler taşıması ne kadar doğalsa uygulamaların arasındaki farkın anlaşılması o kadar zordur.  


[1] 325 yılındaki İznik Konsili’nde, Paskalya‘nın bahar ekinoksundan (21 Mart) sonraki ilk dolunayın ardından gelen Pazar günü kutlanması kararı alındı. Ama bu her mezhep için bağlayıcı olmadı.

Paskalya Çöreği

Post navigation