Bu yılın Nobel Edebiyat ödülü Stockholm saatiyle 13:00 de açıklanacak.
Yaklaşık dört saat sonra.
Bana göre bu yılın en güçlü adayı Suriye asıllı Adonis.
Adonis ‘i YKY ‘nın yayınladığı “Kör Kâhin” adlı kitabın çevirmeninden dinleyelim:
“Lazkiye yakınlarında bir Alevi dağ köyü olan Kassabin’de dünyaya gelen Ali Ahmed Said Eşber’e Adonis imzasını veren kişi, Suriye Ulusal Partisi başkanı Anton Saâde’dir. Saâde, Suriye mitolojisini önemseyen, benimseyen, canlandırmak isteyen bir siyasetçi, aynı zamanda edebiyat eleştirmeniydi. Onun hayalindeki Büyük Suriye, Lübnan, Filistin, Irak, Kuveyt ve Kıbrıs’ı da içine alan bir ülkeydi. Ali Ahmed Said, Adonis adını benimserken, bölgenin mitolojisini de sahiplenmiştir. Adonis Babil’in Temmuz’udur.
Adonis’ten ilk çeviriyi bildiğim kadarıyla Özdemir İnce yaptı: Newyork’a Mezar. Sonra Necla Işık’ın çevirdiği Dalların Güncesi var. Sanırım bu iki çeviri de Fransızcadan yapıldı. Bu çevirilerin Metin Fındıkçı’nın Arapçadan yaptığı çeviriler kadar kötü olduğunu söyleyemem. Fındıkçı’nın çevirileri için “rezillik” kelimesi bile yetersiz kalır. Ayna ve Düş, Aşk Şiirleri, Güllerin Aydınlığından, Doğu ve Batı, Fındıkçı’nın çevirdiği Adonis kitapları. Son ikisini okumaya çalıştım. “İşte bu iyi!” dediğim tek metin bulamadım maalesef. Bu kitapları yayımlayanlara da, haklarında övgü dolu yazılar kaleme alanlara da çok şaştım, şaşıyorum. (Ülkemiz adına çok çok utanıyorum da tabii!)
Oğlak Yayınları’nın 1995’te yayımladığı ve benim çevirdiğim Güneşi Âyetine Uyarak Düş Görüyorum adlı kitap var bir de. Yoğun bir kültür yükü ve ilginç biçim yenilikleri de içeren bu kitabın sessizlikle karşılanmış olması tuhaftır. Belki de o kitaptaki şu cümle etkili olmuştur bu tuhaflıkta: “Hacivat ile Karagöz bu akşam fısıltıyla konuşmayı yeğlediler.” (s. 152)
”İbrahim Demirci, (Kaynak:www.hakozhaber.net)
Adonis’in bilinen mitolojik hikâyesi de son derece ilginçtir:
Suriye kıralının kızı Afrodit tarafından babasına aşık edilerek cezalandırılır. Dadısının yardımıyla kırk gün kırk gece sarhoş babasıyla beraber olur. Babası olayı fark ettiğinde kızını ı öldürmek ister. Afrodit bunu görür ve kızı mersin ağacına dönüştürür. Ağacın adı Smyrna (Myrrha) ’dır. Ağacın içinden doğan çocuğun adı da Adonis ‘dir. Afrodit Adonis’i görür görmez aşık olur. Saklaması için Persephone ‘ye verir. Adonis altı ay Afrodit ile altı ay da Persephone ile kalır. Yaz ve kış mevsimlerinin anlamı da budur. Bir gün ormanda bir yaban domuzu tarafından yaralanan Adonis Afrodit ‘in kollarında ölür. Zeus’a onu diriltmesi için yalvaran Afodit’in dileği kabul edilir. Adonis yeniden doğar. Baharın gelişi Adonis’in yeniden doğumuyla açıklanır.(Kaynak : Vikipedi)
Saat : 14:17 Ödülün Perulu yazar Mario Vargas Llosa’ya verildiği açıklandı.
Neden diye soranlara akademi sözcüsü şu yanıtı veriyor:
“for his cartography of structures of power and his trenchant images of the individual’s resistance, revolt and defeat.”
Türkçesini söylemeye çalışırsak:
“Güç dengelerinin arasında direnen, isyan eden ve mağlup olan bireylerin yaşam alanlarının topoğrafyasını çıkaran bir yazar olduğu için …”
“İktidar yapılarının haritasını çıkarması ve bireysel direniş, isyan ve yenilginin etkili tasvirini yapması….”