Burada, işte bu ışıklar içindeki kutsal yarımadada sabah gün doğarken erik, kiraz ve elma ağaçlarının çiçeklenen dallarının arasından kızıldan maviye dönen göğü ve lacivert denizi seyrediyorum. Işıklar artarken mavilerin açıldığını beyazlaştığını izliyorum. Lacivert deniz Akdeniz oluyor sanki.
İşte bir gündönümü daha diyorum. Bir gündönümünü daha yaşıyorum. Mart ayında olmamıza karşın denizde yüzenler var. Rahat rahat kulaçlar atıyorlar. Ben sabah serinliğinde ürperiyorum. Yarımadanın en yüksek noktasındaki mezar taşının üstündeki ismi okuyorum.
Beşinci Mermnad… Üç ana hanedandan sonuncusu. “Atyad”, “Heraklid” ve “Mermnad”
Mermnad Hanedanı’nın yüz otuz dört yıl süren idaresinde de aynı erik ağaçları her yıl bu mevsimde çiçek açıyordu. Bu çiçeğe duran duran dallar altından geçen kahraman askerlerin geçtiği kıral yolunun aşınan mermerleri üzerine yağan çiçekler yine bunlardı.
Geceyle gündüzün eşitlendiği bugün, kıralın sarayında özel bir davet veriliyor. Seçkinlerin davetli olduğu yılın belki de en önemli yemeği.
Civar vilayetlerin temsilcileri eşleriyle katılıyorlar yemeğe. Sardis kral yolunu ağır ağır yürüyen seçkin valiler, yüksek rütbeli devlet memurları ve yabancı ülke misyon temsilcileri .
Sunak taşının önüne çıkıyor kıral yolu. Hediyelerle dolu sunak taşının ardında tapınağın kutsal merdivenleri uzanıyor. Merdivenlerin iki yanında beyaz giysileri içinde kutsal bakireler gelenleri selamlıyorlar. Uzun esmer ve kumral saçlı bakirelerin yüzlerinde bir tebessüm var.
İşte bu merdivenleri ağır ağır çıkan genç ve yakışıklı Kilikya valisi Melat, bakirelere gülümseyerek selam veriyor. Genç yaşta gösterdiği kahramanlıklarla rütbesini defalarca hak eden vali, burada gizli bir görevle bulunuyor. Bu bakirelerden biri de onunla bir gece geçirmeye hak kazanacak. Kutsal rahip Hailo seçecekti şanslı bakireyi.
( Devam edecek)