İbradi ve Gembos Ovası[1]
Akseki bölgesinden geçerken hep o dağların güzelliği beni etkilemiştir. Özellikle de bahar aylarında dorukları karla kaplı dağların seyrine doyum olmaz. Dağların biri biter öbürü başlar. Anamas dağları, Aksu kanyonu, Sülek yaylası ve Sarıhacılar köyü büyüleyici güzellikler sunar gezgine. İbradi’ye günübirlik bir kültür gezisi düzenleyen Andost Grubu ile bu Pazar günü sabah saat altıda yola çıkıyoruz. Fotoğraf çekme olanağı da olacak. Dağlardaki karın erimeye başladığı bu günlerde akarsuların ve derelerin coşkunca aktığı papatya, kardelen ve yöreye özgü diğer çiçeklerin her yerde karşımıza çıkacağını düşünüyorum.
Gitmeden önce her zaman yaptığım gibi interneti karıştırarak bilgi topluyorum. Pisidia[2] sınırları içinde yer alan İbradı’nın kuruluş tarihi tam olarak bilinmiyor. Ancak, İbradı ve çevresinde bulunan kalıntılardan Roma devrine kadar uzandığı tahmin ediliyor. Bölgedeki antik şehir kalıntılarını ilk kez keşfedenler arasında W.M. Ramsey, ve F.V.J. Arundel adlı arkeologlar sayılabilir. Özellikle 1880 yıllarında bölgeye yaptığı ziyaret bir çok tarihi gerçeğin ortaya çıkmasına sebep olmuş. W.M. Ramsey’in Pisidia tarihi konulu bir eseri de var. Bu çalışma bölgenin coğrafi tarihiyle alakalı en önemli kaynaklardan biri.[3] Bölgenin tarihi incelendiğinde bir 3-4 bin yıl öncesine kadar giden bir süreç içerisinde çeşitli kültürlerin hakimiyet kurdukları topraklarda “Pisidialılar” adı verilen bir halk yaşadığı bilinmektedir. Anadolu’nun Persler tarafından istilasının (MÖ.500) öncesinde Lidya daha önce de Frigya egemenlik alanı içinde kalan Pisidia ve Pisidialıların zaman içinde alınan göçlerle karıştığı ve farklı bir topluluk olduğu ifade ediliyor. Pisidia toprakları içerisinde Örneğin, İbradı’ya 2 km. mesafede kurulu “Ormana ” ile 7 km. mesafedeki “Ürünlü Köyü” nün arasında Helenistik dönemde “Erymna” olarak anılan Antik Kenti’nin kalıntıları mevcuttur. Kentin Nekropolü ise Ormana’yı çevreleyen kayalık sırtlardır.
Yine Ormana’ya 11 km. uzaklıkta Çukurviran Köyü çevresinde Helenistik dönemlere ait kalıntılar görülmektedir. İbradı kervan yolunun Kesikbel mevkiinde bulunan Selçuklu Kervansarayı’ndan geriye sadece temel taşları kalmıştır. Evliya Çelebi, ünlü Seyahatname’sinde İbradı’nın 17. Asırda oldukça mamur ve mühim bir belde olduğunu yazar.
İbradı Antik Melas (Manavgat) Irmağının çıkışına yakın dağlık kısımda yer alan bir yerleşim bölgesidir.
İbradı’nın üzümü, pekmezi, ünlüdür. Üzüm çeşitlerinden Çavuş, Dimli Büzgülü, Beyaz Üzüm, Deve Gözü, Gelin Parmağı en ünlüleridir.
Çukurviran Mezar Anıtı Maşat yakınındaki Çukurviran’da etrafı dağlarla çevrili Çukurviran Köyünün ortasındaki alçakça bir tepe üzerinde mezar anıtı, girişi ve mezarın yer alan bölüm bugün de görülebiliyor. Yapı taşlarından bu anıt mezarın 5 sonra 1-2 yy’da yapıldığı tahmin ediliyor. Erymna Ormana köyü ile Unulla köyü arasındaki bir tepe üzerinde Erymna kenti kalıntıları yer alır. Burada kente ait çeşitli kule ve kale kalıntıları dikkat çekicidir. Ormana içerisinde bulunan Çatalpınar Çeşmesi duvarındaki at figürü ile işlenmiş taşa Erymna Kent Yöneticisine Kraldan gönderilmiş bir Takdirname yazısı bulunmaktadır. Çukurviran, Soğukoluk ve Kayadibi yörelerinde görülen Helen dönemine ait taş yapılar, Eynif-Kesikbeli yolu üzerinde yer alan ve bir Selçuk eseri olan Bahadıroğlu Pınarı ile yine İbradı yöresindeki Kargı Hanı, Koca Oluk Han ilçenin görülecek yerleri arasındadır.
Ormana,kuzeybatıda Eynif ovası,kuzeyde Gembos ovası,batıda Karadağ,kuzeyde Söğüt dağı,doğuda Elmacık dağı ile çevrilidir.
Ormana’nın Söğüt ve Eynif olmak üzere iki yaylası bulunuyor. Rakım Ormana içinde 850 metre, Karadağ’da 1420 metre.
Ormana’nın yanı başındaki İbradı-Akseki ormanları, dünyanın korunmada öncelikli ekolojik bölgelerinden biri olan Akdeniz Ormanları’na dahil. İbradı-Akseki ormanları WWF’nin (Dünya Doğayı koruma Vakfının 1999 yılında belirlediği) Türkiye’nin, Avrupa’nın biyolojk çeşitlilik bakımından en değerli ve acil olarak korunması gereken 100 ormanı arasında yer alan 9 önemli ormanından biri.
İbradi-Akseki çevresinde yaşlı sedir, çam, katran, ladin meşe, ardıç ve karaağaç ormanları bulunmakta; bahar aylarında dağlarda bulunan kardelen benzeri nadir soğanlı bitkiler de çok büyük önem taşımakta.
İklim mimariye yön vermiş
Bu zenginlikler arasında en önemlilerden biri de Ormanalı’nın yaşam tarzını anlatan ve iklim şartlarına uygun olarak,yıllar boyunca süregelen birikimler sonucunda oluşmuş yöreye özgü mimari yapısı. Ormana’nın evleri geleneksel Türk evlerinin en değerli örnekleri arasında sayılmakta. Bu tarihi evlerin en büyük özelliği hiç harç kullanılmadan, sadece taşlarla örülmüş. Genellikle iki katlı olan bu evlere ‘kuruduvar’ bir diğer adıyla ‘taşduvar’ veya ‘hatıllı’ adı veriliyor. Evlerin yapımında kullanılan bir diğer malzeme ise sedir ağacı, yöre halkına göre sedir ağacı olmadan Ormana evleri de olmuyor.[4]
Ürünlü köyü yakınında, ilk kez 1966 yılında Dr. Temuçin Aygen tarafından keşfedilen ve bir kaç katlı olan Altınbeşik – Düdensuyu Mağarası, yeraltından Beyşehir Gölü ile bağlantılıdır. Mağaraya 200 m uzunlukta bir yeraltı gölü üzerinden botla girilebilmekte ve gölün sonunda 44 metrelik dikey bir traverten oluşumu üzerinden ikinci kata çıkılmaktadır. Burada da 130 m uzunlukta ince, uzun sığ bir göl başlamaktadır. 2. katın sonuna kadar küçük gölcükler yer almaktadır. Son yıllarda yapılan ölçümler sonucunda hesaplanan toplam uzunluğu 1.840 m’dir.
Mağaraya Akseki-lbradı-Ürünlü yolu ve. Manavgat-Yaylaalan-Ürünlü köyü dağ yolu olan iki yoldan ulaşılabilir. Altınbeşik mağarasına, Ürünlü köyünden bir patika yoluyla 1-1,5 saatte, arabayla ise daha kısa zamanda gidilebilir. (13)
Mağara, içindeki sarkıtlar, dikitler, traverten gölleri ve benzeri oluşumlarla turistik önem taşır. Ancak, mağaraya giriş zor olması nedeniyle, beraberinde özel teknik greçler olması gerekir. Ağızdan yaklaşık 200 m içerilere kadar uzanan gölden sonra özel çiviler çakılarak çıkılabilen 44 mlik traverten duvara ulaşılır.
Ürünlü Köyü yakınlarında Yeraltı serveti olan 1.840 metre uzunluğundaki Altınbaşak (Altınbeşik) mağarası hakkında araştırmacıların anlattıkları şöyle:
“ İp merdivenin aluminyum basamaklarından ortalama 44 metrelik bir dikliğe tırmanıyoruz. Lambalarımız, girintili, çıkıntılı kaygan kayaları aydınlatıyor. Altımızda, ürkütücü bir karanlığın içine gömülmüş yeraltı gölü var. 130 metre boyu, 20 metre kadar derinliği olan bu gölü kauçuk botlarla geçmiştik. Şimdi kah tırmanarak, kah kauçuk sandallarla aşarak derin ve karanlık yeraltına iniyoruz. Ürünlü-Düdensuyu (Altınbeşik) mağarasındayız.
İçinde sayısız göller bulunan bu yeraltı sistemi, halen yurdumuzun bilinen en büyük mağarasıdır. Büyük giriş ağzından itibaren, mağaradaki kademeli göller üzerinde 1600 metre kadar ilerleyebildik. Göllerin ve yer yer parlayan kayaların haşmeti, insanı ürperten bir görünüşü vardı”
Yeraltında bir PAMUKKALE:
“ Ürünlü-Düdensuyu (Altınbeşik) mağarası, Denizli çevresindeki PAMUKKALE’nin yeraltında meydana gelmiş çok büyük çapta bir benzeri. Sanki yer yarılmışta, yer yüzündeki PAMUKKALE buraya girmiş gibi birbirlerine benziyorlar. Sonra dahası da var: Ürünlü-Düdensuyu (Altınbeşik) mağarası ile gölleri, Çekoslowakya’daki dünyanın en güzel ve en ünlü “Punkwa” mağarası ve yeraltı gölünden daha büyük. Bunun Turistik değeri tahmin edilemeyecek kadar önemli. Yol durumu halledildiği ve mağaranın Turistik bölge haline sokulabildiği takdirde, Düdensuyu mağarası herkesin merakla koşup görmek isteyeceği doğal değerlerimizden biri olacak”[5]
İbradı ilçesi, Antalya’nın 166 km doğusunda, Akseki’nin 27 km batısında bulunup denizden yüksekliği 1050 m. dağlar arasına sıkışmış bir yerleşim yeridir. İbradı ilçesinde bulunan önemli yaylalar ve mevkiler şunlardır:
- Sülek Y. (1510 m ),
- Melik Y. (1620 m ),
- Ekinlik Y., (1400 m ),
- Elmaağacı Y. (1500 m ),
- Arapbeli T. (2029 m ),
- Karaağaçlı T.(1000 m ),
- Enerli T. (1522 m ),
- Çökeli T. (1400 m ),
- Hüdede Tepeleri (1354 m),
- Sırancataş T. (1535 m ),
- Kitara T. (700 m )’dir.
Bölgede bulunan önemli yerleşim yerleri ise :
- Maşata mh. (1130 m),
- Düzlen mh. (650 m),
- Ürünlü köyü (850 m)
- Üzümdere köyü (600 m)’dür.[6]
Pisidia Antik Kentleri Envanteri :
- Adada Karabavlu/Karadiken Keraitai Belören Parlais
- Agrai Ağras Kodroula Çaykenarı Pednelissos
- Akroterion Eğirdir Kolbasa Kuşbaba Pogla
- Amblada Asardağ Komama Şerefönü Polyetta
- Anaboura Enevre Konane Gönen Prostama
- Andeda Yeşilyayla Kormasa Karacaviran Sagalassos
- Antiokheia Yalvaç Kotenna Gödene Seleukeia Sidera
- Apollonia Uluborlu Kremna Çamlık Selge
- Ariassos Bademağacı Kretopolis Yüreğil Sibidounda
- Baris Kılıç Lysinia Üveyik Burnu Sinda
- Bindaios Küçük Malos Kale Takina
- Erymna Ormana Misthia Kale Dağı Termessos
- Etenna Sırt Neapolis Şarkikaraağaç Tymandos
- Hadrianoupolis Eğneş/Çallıca Olbassa Belenli Tymbriada
- Hyia İncirli Ourebe Yelten Tymbrianassos
- Isinda Korkuteli Panemoteikhos Boğazköy
- Darsa Milyas Saporda
- Dryzela Minassos Tarbassos
- Makropedion Narmalis Tityassos
- Malgasa Palaiopolis Typallia
- Metaura Polydorion
PİSİDYA
[1] Alaiye’ye bağlı “Kaza-i İbradı”
[2] Strabon, Pisidia Bölgesi’nin sınırlarını “Pisidialılar Pamphylia Ovası’nı çeviren dağlık arazide oturuyorlardı” seklinde tanımlamaktadır (Strabon, 12.7.1-2). Bu dağlık bölgenin sınırları tarihte defalarca değişmiş olmakla birlikte, Burdur, Eğirdir ve Beyşehir göllerini içine alan, Güneyde Antalya ile sınırlanan coğrafi bölge olarak tanımlanır.
[3] W.M. Ramsay, The Historical Geography of Asia Minor , Royal Geographical Society ,Londra 1890
[4] http://www.gokyuzunet.com/ormanada-eko-tatil
[5] http://www.unullanet.com/?pnum=38&pt=Alt%C4%B1nbe%C5%9Fik+Magara+Tarihcesi
[6] http://www.guzelsu.com/htm/tez/185739.pdf