Antik kentleri gezerken sık sık tapınaklarda yapılan törenleri; festivalleri , kesilen kurbanları, din adamlarını, kutsal rahibeleri ve kahinleri düşünürüm. İki üç bin yıllık taşlar kolay kolay gizini ele vermez. Sizi araştırmaya zorlar. Keyifli bir araştırmadır bu. Antik çağın ritüelleri ve festivalleri çok cazip bir konu olmuştur benim için. Anadolu ezoterizminin değerli taşlarıdır onlar. Festivallerin hemen hemen hepsi “din” ya da “kült” adına yapılan ritüellerden oluşur. Bölgenin kültürel tarihine paralel olarak hangi festivallerin kutlandığı biliniyor. Özellikle kayıt tutmakta çok usta olan Atinalıların günümüze intikal eden belgelerine göre en yaygın festival, Hekatombaion (Temmuz ) ayında kutlanan Panathenaia (yeni yıl festivali) olarak karşımıza çıkıyor. Arınma festivalleri antik çağda olduğu kadar günümüzde de insan yaşamında büyük bir yer tutmaktadır. Zeus tapınağının merdivenlerine oturmuş Meandros nehrinin doldurduğu ovaya bakıyorum. Deniz çok uzaklarda. Belli belirsiz ilerde mir mavilik olarak görünüyor. Oysa iki bin yıl önce deniz tapınağın merdivenlerini yıkıyordu.
Her festival ya da dini tören mitolojik bir öyküye dayanıyor. Adonis, Demeter, Hyakinthos gibi kahramanların ölümü için tutulan yas, daha sonra dirilmeleriyle yaşanan bahar sevinci katılanlar tarafından coşkuyla kutlanıyor. Özel festivaller de var. Sadece kadınların katıldığı örneğin: Thesmophoria ve Adonia sadece kadınların katılımıyla kutlanıyordu. Girit’de sadece köleleri katılımıyla yapılan Kydonia festivali de ilginç olanlardan.
Anadolu’daki festivallerin idaresi “leturgia” adı verilen gönüllülük temelinde görev alan bir devlet memuru tarafından yürütülebildiği gibi halkın seçtiği bir idareci tarafından da yürütülebiliyordu. Öte yandan kült kutlamalarında ağırlık rahip ve rahibeler üzerine düşüyordu. Ancak hali vakti yerinde olanlar rahip görevini yürütebiliyorlardı. Rahiplik veya rahibelik son derece masraflı bir işti. Görevin gerektirdiği masrafları yapmakla yükümlüydü. Bu masrafların karşılığında adanan kurbanlardan ve hediyelerden pay söz konusu olabilirdi. Görev süresi bir yıl olarak belirleniyordu.
Bir festivalde olması gereken ritüeller:
- Pompe (Yürüyüş alayı)
- Thysia (Sunu)
- Hestiasis (Şölen)
- Agon (Yarışma)
- Dans
- Tiyatro oyunu
- Dinleti
Genellikle önceden hazırlanan bir yürüyüş alayı festivalin başlangıcını oluşturur. Örneğin Miletos’dan Didiyma’daki Apollon tapınağına uzanan 15 kilometrelik kutsal yol antik çağda sık sık kullanılırdı. Taş döşeme yolun iki yanı tanrı heykelleriyle doluydu. Apollon adına kutlama yürüyüş alayıyla başlardı. Branchihler sülalesinden bir rahibin başkanlık ettiği festivallere katılım çok büyük olurdu. Bir kehanet merkezi olan Apollon tapınağına kehanet için gelenler yüz boğa kurban etmek zorundaydı. Kurbanlık hayvanlar da alayla birlikte yürürdü. Festivalin onuruna düzenlendiği tanrının heykelinin yürüyüş alayı tarafından tapınağa getirilmesi ve festival bitiminde tekrar geri götürülmesi ritüelin en önemli öğelerindendi.