İstanbul göklerinde Halley kuyruklu yıldızının[2] görülmesiyle birlikte halk arasında büyük bir panik de yaşanmış. 1910 yılının Mayıs ayının on sekizinci günü yeniden ortaya çıkan kuyruklu yıldız dünyaya o kadar yakın geçiyormuş ki, bunun kıyamet habercisi olduğunu ileri sürenler mabetlere toplanarak dua ediyorlarmış..
İşte bu dünyanın sonunun geldiğini düşünen insanların günlük yaşamına bir de Abdülhamid’i tahttan indirerek idareyi ele alan İttihat ve Terakki’nin şehri modernleştirmek adına sokak köpeklerini toplatma kampanyası hiç de beklenilen etkiyi yaratmamış.[3]
Valilik emriyle sokaklarda görülen tüm köpekler akla haayale gelecek en ilkel yöntemlerle toplanarak Sivriada’ya gönderiyormuş. Şehrin sokaklarının köpeklerden temizlenmesi için sürdürülen bu kampanya daha önceleri de uygulanmış. II. Mahmud ve Abdülaziz dönemlerinde biraz da yabancıların telkiniyle padişahlar, belirli dönemlerde bu kararları almışlar ama, halk arasında çıkan uğursuzluk söylentileri yüzünden de sağ kalan köpekleri geri getirmek zorunda kalmışlar.
Bazı kültür tarihçilerinin anlattığı kadarıyla bu kampanyalardan para kazananlar da hiç az değilmiş. İstanbul ahalisi arasında evinde köpek besleyenleri hiç de az olmadığı dikkate alınırsa; ailenin bir ferdi kadar kendisine yakın köpeklerini kurtarmak için yetkililerden sakladıkları da anlatılıyor. Sivriadada yüz bine yakın köpeğin son derece zalimce bir ölüme terk edilmesi halk arasında büyük bir tepkiye neden olmuş.
Adada aç ve susuz kalan köpeklerin zamanla açlıktan birbirlerini yemelerine kadar varan süreçte tüm İstanbul ahalisi adadan yükselen acı dolu köpek ulumalarından çok rahatsız olmuş. Geceleri gökyüzünü seyreden İstanbul ahalisi ızdıraplı köpek ulumalarını ve kuyrukluyıldızı izlerken büyük bir uğursuzluğun yaklaştığını düşünüyormuş. Aslında bu tahminler hiç de yanlış değildi. İmparatorluğun son günleri hızla yaklaşıyordu. Bir yıl sonra imparatorluğun her köşesinden gelen kötü haberler Depremler, savaşlar Bugün aradan geçen 102 yıl sonra bile sokak köpekleri ve kedileri için köklü bir çözüm bulunamadı.
Yerel idareler eski yanlışları yapmaya devam ediyor. Köpekler ve kediler terk edildikleri gözden ırak yörelerde maalesef açlıktan ve hastalıktan ölüyorlar. Bugün hayvan severler Sivriada ya ölen ve öldürülen köpekler ve tüm evcil hayvanlar anısına bir anıt dikecekler. O yıllarda köpekleri gözden ırak ıssız adalara gönderen zihniyet, insanlara da aynı şekilde yaklaşmıştır. Doğu Anadolu’nun tüm dağları bu zihniyetin kurbanlarının kemikleriyle doludur. Sarıkamış dağlarında da 90 bin askerin soğuktan donarak ölmesi örneklerden sadece bir tanesidir.