Bugün yılın ilk bahar müjdesi cemre havaya düşüyor.
Arapça ateş halinde kömür, yani “kor” anlamına gelen “cemre” lerin eski Arap inanışlarına göre belirli tarihlerde havaya,suya ve toprağa düştüğüne inanılırmış. Yine bu inanışa göre kış faslından çıkışın işaretleri olan cemrelerin düştüğü yeri ısıttığı ve bu dönemin hep fırtınalı dönemler olduğu söylenegelir.
- Şubat 19-20 Havaya
- Şubat 26-27 Suya
- Mart 5-6 Toprağa
Bu Arap geleneğinin Anadolu’ya yerleşmesi de İslam diniyle ve islam kültürü ile bağlantılıdır. Cemrelerin başlangıcı eski kozmik inanışlarla da bağlantılıdır.Sumer Babil takvimine göre 20 Şubat ilk cemrenin düştüğü tarih, aynı zamanda güneşin balık burcuna girdiği tarihtir. Kış faslının son ayı olan bu dönem 20 Martta sona erecektir.
Araştırmalarımda bulabildiğim bilgiler sınırlı . Hep yüzeysel bilgiler var. Bu bilgileri Farsi ve Urdu dillerinde yapsak kim bilir neler buluruz. Ama ben bu cemreler döneminin astronomiye dayanan, baharı karşılama, yeniden doğuş ritüellerinin bir parçası olduğunu düşünüyorum.
Birinci alıntı :[1]
“Arapça ‘ateş parçası’ anlamına gelen ve suyu ve toprağı ısıttığına inanılan cemrenin kökeni, iki ana mevsimli ‘halk takvimi’.
Bu takvimde bir yıl, ‘Kasım’ ve ‘Hıdrellez’ olmak üzere ikiye bölünüyor.
Takvime göre, Kasım, kasım ayının başında başlar ve Hıdrellez’e kadar yani Mayıs’a kadar sürer. Bu kış mevsimidir. Hıdrellez ise 6 Mayıs’ta başlar ve Kasım’a kadar sürer, bu da yaz mevsimidir.
Birinci cemrenin Kasım Günleri’nin 105’inci günü yani 20 Şubat’ta havaya,
ikinci cemrenin 112’nci gün yani 26-27 Şubat’ta suya ve üçüncü ve son cemreninse 119’uncu gün yani 4-5 Mart’ta toprağa düştüğü kabul ediliyor. Saatli Maarif Takvimi’ne göre, cemre düşüşleri genellikle fırtınalı geçer ve kar yağışı görülür. Üçüncü cemrenin ardından da baharın geleceği kabul edilir. “
İkinci alıntı :
“Arap kabileleri kışı geçirecekleri yerde, tüm çadırları birleştirerek üç bölümlü olan büyük bir çadır kuruyormuş. İlk bölümde büyük baş hayvanlar, ikinci bölümde küçük baş hayvanlar, üçüncü ve en orta bölümde insanlar yerleştirilirmiş. Her çadıra da ayrı ateş yakılırmış. 20 Şubat’ta ilk çadırdaki ateş söndürülürmüş. Buna ‘birinci cemre (ateş) düştü’ denilirmiş. 27 Şubat’ta küçükbaş hayvanların olduğu bölümün ateşi söndürülürmüş. Buna da ‘ikinci cemre düştü’, denilirmiş. 6 Mart’ta ise insanların bulunduğu bölümdeki ateş de söndürülünce üçüncü cemre düştü denilirmiş. “
Cemre eğer ateş demekse bu geleneğin mutlaka tarıma dayalı kültürlerle mitolojiyle, kadim inanışlarla bir ilgisi vardır diye düşünüyorum. Hint, Pers , İran hatta Anadolu kökenli bir gelenek olduğunu söylemek daha doğru olacaktır . Sasaniler döneminde yaşayan bazı geleneklerde ip uçları olduğunu düşünüyorum . Zaten bu cemreler yeni yıl olarak kabul edilen 21 Mart , yani yeniden doğuşun , gündüzle gecenin eşitlenmesi olgusunun bir işareti olsa gerek. Kadim bir takvimin unutulan parçaları gibi . Bunların ardından Nevruz geliyor . Nevruz ‘ da Zerdüşt dininde önemli bir gelenek. Yeniden doğuşu simgeliyor.Aynı gelenek zaten Asur,Sümer ve Hitit uygarlıklarında da var.
Esas şifre Fenike “İştar” kültünde yatıyor. Baal inanışında İştar bitkilerin ve doğurganlığın tanrıçası olarak karşımıza çıkıyor. Ama tanrıça kültü binlerce yıl süren gelenekleriyle astroloji ve astronomi ile de yakından ilgili ritüelleriyle tek tanrılı dinler dönemine sekretize oluyor.
———————————————————–
[1] Çukurova Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Türk Dili Edebiyatı Bölümü Türk Halk Edebiyatı Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Erman Artun, cemrenin, ilkbahara doğru önce hava, sonra su ve son olarak toprakta 7’şer gün arayla meydana gelen sıcaklık yükselmesi olduğunu söyledi.
Cemrenin kelime anlamının “kor halindeki ateş” olduğunu ifade eden Artun,
“Cemreler, havaların ısınmaya başladığının ve kışın soğuk günlerini geride bırakmak üzere olduğumuzun müjdecisidir” dedi.
Artun, eskilerin 365 günlük yılı 179’u “kasım” ve 186’sı “hızır” günleri olarak ikiye ayırdıklarını, kış devresinin 8 Kasım’da başladığını ve 6 Mayıs’ta da Hıdırellez ile birlikte yaz devresi, yani Hızır günlerine girildiğini vurguladı.
Kasımın 46’sında, 40 gün anlamına gelen “erbain”, 86’sında da 50 gün anlamına gelen “hamsin”in başladığını belirten Artun, böylece kışın en soğuk zamanları olan 90 günlük sürenin geçtiğini, kasım günlerinin ortasını geçip 100 gün geride kalınca halk arasında zorlu kış günlerini geride bırakma düşüncesinin oluştuğunu kaydetti.
Artun, kasımın 105’inde (19-20 Şubat) birinci cemrenin havaya, 112’sinde
(26-27 Şubat) ikincisinin suya, 119’unda (5-6 Mart) üçüncüsünün toprağa düştüğüne ve 7 günlük aralıklarla buraları ısıttığına inanıldığını söyledi.
Meteorolojik olarak ısınma sıralamasının toprak, hava ve su şeklinde olduğunu anlatan Artun, şöyle konuştu:
“Cemre her ne kadar folklorik bir inanış olsa da cemre tarihlerinde hava sıcaklığı belirli oranda artıyor. Toprağa düşen üçüncü cemrenin ardından ise bahar geleceğine inanılıyor. Cemreler Türk dünyasının kültür ve edebiyatına da konu olmuşlardır. Örneğin, divan şairlerinin cemre zamanlarında, baharın yaklaşması dolayısıyla önemli kişiler için yazdıkları övgü şiirlerine ‘Cemreviye’ denilirdi.