web analytics

Nihayet beklenen haber ….
Münevver Karabulut ‘un katil zanlısı Cem Garipoğlu teslim oldu…
İstanbul Emniyet Müdürü Sayın Hüseyin Çapkın Bey , basın toplantısında şunları söylemiş..(AA.):
““Polisin sistemli çalışması, kendi çocuğunun katilini arar gibi araması ve basının yayınları Cem Garipoğlu’nun tesliminde etkili oldu. Şimdiye kadar hiç bir cinayet bu denli kamu oyuna mal olmamıştır….”
Bugünün gündemi (Bayram Öncesi, kadir gecesi sonrası; 17 Eylül 2009 Çarşamba ) bu çerçevede belirlenmiş oluyor…
Bugün sabaha karşı beşde telefon eden Ali Sarp ,müjdeyi ikinci kez veriyordu .
“Abi ben demiştim .Yakalamışlar”..

Ben hala dün gece uykumu kaçıran ve kimyamın bozulmasına neden olan Halkalı’da sel felaketi sırasında içinde bulundukları kapalı yük taşıma minibüsünde boğularak can veren 7 kadın işçinin haykırışlarıyla meşgulken bu haber tüm medya kanallarını işgal ediyordu …
Bu işgali bu kadar hünerle kim gerçekleştirebiliyor ?
Hunharca bir cinayete kurban olan merhum Münevver Karabulut’un babası Süreyya Karabulut, firari Cem Garipoğlu’nun yakalanmasıyla ilgili olarak Benim 3 gün önceden haberim vardı demiş .(DHA)

Aynı acılı baba … iki üç gün önce de farklı mesajlar vermiş …

Aynen alıyorum “Fox TV” haberi.

“Cinayete kurban giden Münevver Karabulut’un babası Süreyya Karabulut, Garipoğlu ailesinin helalleşme isteğinin karşılığında 3 milyon euro istedi.Fox TV’ye konuşan Süreyya Karabulut, Garipoğlu ailesinden kendisine gönderilen haberde “Cinayete karşılık helallik” teklif edildiğini, kendisinin bunu 2 şartla kabul edebileceğini söyledi.”

Artık olay bir “Criminal Minds ” dizisine dönüşmüştür. Tek farkla.

Siz diyelim ki İstanbul Cihangir’de yerleşik oturan “The Washington Post ” ya da ” The Newyork Times ” muhabirisiniz..

Bu tüm Türkiye ‘nin gündemine oturan haberi nasıl vereceksiniz ?

Verilemeyecek.. Malesef …

Siz ne kadar Antalya, Geyik Bayırı’nda işlenen bir cinayetle ilgilenirseniz onlar da o kadar ilgilenecektir …

Ben hala minübüsde ölen yedi bayanın katillerinin ne zaman bulunacağını merak ediyorum …

Cem Garipoğlu Hikâyesi…

Post navigation