Fotosafarinin son etabı 283 kilometrelik Kars Fındıklı arasında. Ardahan yolu üzerinden sarp Karçal dağları arasındaki Çam geçidinden geçerek Şavşat’a oradan da Artvin Borçka yolundan Rize Fındıklı’da ulaşacağız. Zorlu ve karlı bir yol. İkinci araçla gelen Çanakkale ekibi ailelerinden deprem dolayısıyla gelen baskılardan ötürü Fındıklı programından vaz geçiyor. Onlarla vedalaşıp yola koyuluyoruz. Yol üzerinde en kritik yer Çam geçidi. 2470 metre irtifadaki geçit kış aylarında yoğun kar nedeniyle kapanabiliyormuş. İran, Ermenistan, Gürcistan ve Doğu Anadolu’yu Karadeniz’e Trabzon limanına bağlayan ticaret yolu da buradan geçiyor.
Sahara Geçidi Şavşat – YouTube
Boselta Yaylasında Kış Görüntüleri – YouTube
Çam geçidi ve Kocabey köyü yaylası fotoğraf çekeceğimiz mekanlar arasında. Yol boyunca yoğun bir TIR trafiği olduğunu görüyoruz. Geçit öncesi ve sonrası park alanları TIR dolu. Anlaşıldığı kadarıyla bir trafik düzenlemesi söz konusu. Kocabey yaylasından sonra bol virajlı Karçal inişi karlı havalarda kabus gibi olabilir.
Sakin Şehir Şavşat’ın Kış Manzaraları Büyülüyor – YouTube
Yolda sık sık fotoğraf molası vererek günün en sıcak saatlerinde dağdan inmeyi planlıyoruz. Yolun iki yanında çok fazla köy yerleşimi yok. Karlı tepeler sonsuzluğa açılıyor gibi. Göz alabildiğine uzanan bir beyazlık. Yüksek gerilim hatları çok belirgin. Tellerin üzeri yağan kar yüküyle aşağı doğru sarkmış. Orman varlığı burada hiç yok denebilir.
Yol boyunca birkaç kızıl tilki görüp fotoğraflarını çekiyoruz. Artvin Ardahan yolu üzerinde Çam geçidini geçtikten sonra Şavşat’a iniş başlıyor. Virajların başlangıcında Kocabey Köyü yaylası var. Faruk bu yayla evlerinin karlı görüntüsünü çekmemiz için tepe noktasında bizi araçtan indiriyor. Birkaç kilometre ilerdeki bir yerde bizi bekleyeceğini söylüyor. Fotoğraf çekerek yavaş yavaş aşağıya iniyoruz. Yayla evleri geleneksel ağaç evlerden. Bunlar 40-50 metrekarelik tek katlı evler. Şavşat ve Artvin bölgesinin geleneksel yayla evleri. En az yüz iki yüz senelik olmaları gerekir. Çatıları da karla kaplı. Fotoğraf için ideal bir hava var. Şansımıza mavi gökyüzü ve kar beyazı ağaç evlerin daha hoş görünmesini sağlıyor.
Çekimleri tamamladıktan sonra birkaç kez daha durarak dağdan aşağıya iniyoruz. Yemek vakti. Şavşat’da Karadeniz Pidesi yemeyi kararlaştırıyoruz. Bu bölgede her yörenin kendine has pidesi var. Bana göre Hopa kıymalı pidesi en iyisi. Pidecide TV seyredenler var. Korkunç deprem görüntüleri, enkazlar, sefalet içinde ağlayan çocuklara bakarak pide yemek olanaksız. TV’yi kapattırıyoruz. Aksi taktirde bir şey yiyemeyeceğiz.
Yemekten sonra tekrar yola koyuluyoruz. Şavşat yolunda fazla kar yok. Anlaşıldığı kadarıyla bu yıl yeterince kar yağmamış. Rize Fındıklı’ya kadar 2 saatlik yolumuz kalıyor. Bu bölgeye defalarca geldiğim için Karçal dağları, Borçka gölü dışında yüksek yaylalara çıkmadıktan sonra ilginç konular bulmak mümkün değil. Zaten depremin psikolojik etkisi ağır ağır üzerimize çökmeye başlıyor. Çaresiz insanların yürek paralayan halleri, yetkililerin beceriksizliği ve söyledikleri yalanlar asap bozmak için yeter de artar bile. Bu kış fotosafarisi depremin gölgesinde zehir zemberek bir işkenceye dönmeye başladı. Bu gerçeklerden kaçarak manzara fotoğraflarına sığınmak bana pek etik de gelmiyor. Programı Fındıklı’da kısa kesip İstanbul’a dönmeye karar veriyorum.