Hatay ilinin sınırları içerisinde kuzey güney doğrultusunda uzanıp giden, kızılçam, sedir, kayın, zeytin, gürgen ormanlarıyla kaplı doğal ekosistemlerden birinin adı Amanos Dağları. Toros Dağları’nın devamı. Yüzbinlerce yıldır orada binlerce canlıyı barındıran bir ekosistem. Bu dağların belirli yerlerinde orman yangınları “meydana gelmiş”. Çok açık bir kundaklama yangını olduğu belli olan bu orman katliamını haber veren medya organları[1] sorumlu olarak PKK’yı ve maden arama şirketlerini işaret ediyor.[2] Tarım ve Orman Bakanı yaklaşık dört yüz hektarlık bir hasar olduğundan söz ediyor. Çok büyük bir yangın değil diyor. Yangını nasıl söndürdüklerini anlatıyor. Uçaklar, helikopterler, insan kaynakları ile ilgili sayılar veriyor. Can kaybı yoktur diyor. Ormanda yaşayan canlıları yok sayıyor. Daha geçen yıllarda bir başka siyasetçi Gaziantep yetiştirme çiftliğinden getirilen bin adet kekliğin Amanos Dağları’na doğaya salınma töreninde konuşmuştu. Her şey mükemmel de bu kundaklamaları önlemek bu kadar zor mu? Hasar gören alan bana göre çok büyük bir alan. Yani dört milyon metre kare. Dört bin dönüm. Bir hektar 10000 metre kare olduğuna göre hesap ortada. Bu hasarın büyüklüğü konusunda bir fikir verebilir. Bu alanı kim ne amaçla yakıyor? Nasıl üç dört yerde birden aynı anda yangını başlatabiliyor. Bu yanan ormanlardaki canlılara ne oldu? Ekosistemin kendini yenilemesi ne kadar sürecek? Sorumlular yakalanırsa ne ceza görecek? Tüm bu sorular cevapsız. Sorumlu bakan büyük bir yangın değil, diyor.
Amanoslar bölgesinin tarihi coğrafyasına bir göz atmak gerekirse birkaç alıntı yapmak durumundayız:
“Batıda İskenderun Körfezi ve Çukurova’nın doğu kesimleri ile doğuda Amik Ovası ve Antakya-Maraş grabeni arasında, Akdeniz ve Güneydoğu Anadolu Bölgeleri’nin ova ve platolarını birbirinden ayıran önemli bir dağlık kütledir. Doğu ve batısı çöküntü alanları ile sınırlanan sahanın en yüksek noktası, Dörtyol ilçesinin doğusundaki 2240 m yüksekliğindeki Mığır Tepe’dir.“[3]
Doğa Derneği’nin Amanoslar raporu ise önemli bilgiler ihtiva etmektedir.[4] Avrupa’nın korumada öncelikli yüz orman alanından bir olan Amanos Dağları özellikle bitki örtüsü bakımından dikkat çekicidir.
Doğu ve orta Karadeniz’de görülen orman çeşitliliği Amanos dağlarında da görülür. Sonbahar fotoğraflarının gözde yaprak döken ağaçları da bu bölgede bulunur. ÖDA, Türkiye’deki bitki endemizm merkezlerinden biri olarak ÖDA kriterlerini sağlayan 174 bitki taksonuna ev sahipliği yapar. Bunlardan 20’si dünya üzerinde sadece burada yaşamaktadır. Amanos Dağları, tür çeşitliliği açısından Türkiye’nin en zengin ÖDA’sıdır.
Amanos dağlarının belirli yerlerinde tespit edilen ağaç toplulukları şunlardır:
- Doğu Kayını (Fagus orientalis),
- Doğu gürgeni (Carpinus orientalis),
- Porsuk (Taxus baccata),
- Işılgan (Ilex colchica),
- Ihlamur (Tilia argentea),
- Şimşir (Buxus sempervirens),
- Kermes meşesi (Quercus coccifera),
- Kızılçam (Pinus brutia),
- Saçlı meşe (Quercus cerris),
- Karaçam (Pinus nigra ssp. pallasiana),
- Toros göknarı (Abies cilicia spp. cilicica),
- Sedir (Cedrus libani),
- Ardıç (juniperus),
- Yalankoz ağacı (Pterocarya fraxinifolia),
Bitki türlerinin yanı sıra özellikle göç yollarının üzerinde olması itibarı ile çok çeşitli kuş türlerine de ev sahipliği yapmaktadır.
En yaygın türlerin üreme ve barınma alanları da yine Amanos dağlarındadır:
- Leylek (Ciconia ciconia),
- ak pelikan (Pelecanus onocrotalus),
- kara leylek (Ciconia nigra),
- kaşıkçı (Platalea leucorodia),
- turna (Grus grus),
- sakarca (Anser albifrons),
- boz kaz (Anser anser),
- şahin (Buteo buteo),
- arı şahini (Pernis apivorus),
- kara çaylak (Milvus migrans),
- küçük akbaba (Neophron ercnopterus),
- saz delicesi (Circus aeruginosus),
- yoz atmaca (Accipiter brevipes),
- küçük orman kartalı(Aquila pomarina),
- yılan kartalı (Circaetus gallicus),
- büyük orman kartalı (Aquila clanga),
- küçük kartal (Hieraaetus pennatus)
- bozkır kartalı (Aquila nipalensis)
- İzmir yalıçapkını (Halcyon smyrnensis), nesli tükenmekte olan tür
- gökkuzgun (Coracias garrulus), nesli tükenmekte olan tür
- tavşancıl (Hieratus fasciatus) nesli tükenmekte olan tür
- küçük ebabil (Apus affinis). nesli tükenmekte olan tür
Yaban hayvanları bakımından da önemli bir zenginliğe sahiptir.
Karaca (Capreolus capreolus), Anadolu’nun güneyinde yalnızca Amanos Dağları’nda yaşar. Samandağ çevresi ve Amanos Dağları’nın doğu yamaçları çizgili sırtlanın (Hyaena hyaena) yaşam alanlarıdır. Güney kıyıları Akdeniz fokları (Monachus monachus) için önemli yaşam alanlarıdır. Yabankeçisi (Capra aegagrus), vaşak (Lynx lynx), susamuru (Lutra lutra) ve uzun ayaklı yarasa (Myotis capaccinii) bölgede yaşayan önemli memeli türleridir. Ayrıca bölgeye özgü sürüngen türleri plan Eirenis levantinus, Eirenis lineomaculatus, Eirenis rothiii, Lacerta laevis, Eirenis barani de Anamas Dağları’nda yaşam alanı bulmuştur. Kelebek türleri açısından bölgede 12 kelebek taksonu tespit edilmiştir. Alan, küresel ölçekte nesli tehlike altında olan kelebeklerden apollo (Parnassius apollo) ve ülkemize endemik büyük esmer (Maniola megala) gibi birçok türe ev sahipliği yapar. Nesli küresel ölçekte tehlike altında olan Brachythemis fuscopalliata ve Onychogomphus macrodon adlı kızböcekleri de alanda yaşamaktadır.
Yıllardan beri sürdürülen koruma çalışmaları netice vermemiş ovalarda ve yaylalarda aşırı ve plansız turizmin yarattığı olumsuzluklar artmaya başlamıştır. Göllerin kurutulması, akarsuların yataklarının değiştirilmesi, betonlaşma, plansız yol yapımı, kasıtlı olarak çıkarılan rant yangınları, ağaç kesimi, ambalaj atıkları birikimi, kaçak avcılık gibi tehditlerle Amanos Dağları ciddi bir yok oluşa doğru sürüklenmektedir. Göründüğü kadarıyla bölgedeki kamu ve STK ‘ları bölgenin coğrafi tarihine vakıf olmadıkları gibi çok ciddi tehlikeleri yok sayarak pembe hayallerle süsledikleri demeçler veriyorlar. Dünyanın en verimli ovasını Amik gölünü kurutarak katleden kamu şimdi de dağlarda bulunan krom rezervlerinin çıkarılması için tüm Amanos ormanlarını feda etmeye hazırlanıyor.
Hatay vilayeti doğal kaynaklarının kurutularak yok edilmesi son yetmiş yılda planlı olarak çölleştirilmesi kamu ve yerel halkın kısa vadeli çıkarları doğrultusunda partizan inşaat sektörü ile işbirliği ile devam etmektedir. Devletin sulak alanlar konusunda bilimsel yaklaşımı olmadığını son elli yılda yapılan uygulama projelerinden anlıyoruz. Geçtiğimiz yıllarda akarsular ve göller kurutularak halka tarım arazisi olarak dağıtıldı. Ekosistemde yapılan bu köklü müdahale toprağın tuzlanmasına ve tarıma elverişli arazi vasfından çıkarak verimsiz kurak topraklar vasfına sokulmasıyla sonuçlandı.
[1] https://www.hurriyet.com.tr/gundem/son-dakika-haberler-hatay-orman-yangininda-korkunc-iddia-goruntuler-ortaya-cikti-41632698
[2]https://www.gazeteduvar.com.tr/hatay-yangini-sabotaj-mi-trafo-patlamasi-mi-haber-1501351
https://www.yenisafak.com/gundem/hatayda-ormanlari-pkk-yakiyor-3570462
[3] Amanos Dağları’nın orta kesimi ve yakın çevresinin iklim Özellikleri,
Doç. Dr. Ahmet Serdar AYTAÇ, Doç. Dr. Adnan SEMENDEROĞLU, International Periodical For The Languages, Literature and History of Turkish or Turkic Volume 9/2 Winter 2014, p. 251-289, ANKARA-TURKEY
[4] https://www.dogadernegi.org/wp-content/uploads/2018/11/akd063-amanos-daglari-onemli-doga-alanlari-kitabi.pdf