web analytics

Uranüs ile Gaia’nın kızı Themis’in  heykeli  günümüzde hemen hemen tüm demokratik ülkelerdeki adalet saraylarının girişinde bir heykelle onurlandırılmıştır.

Gözleri bağlı (Göz bağı konusu tartışmalıdır eski Themis’in gözleri bağlı değildi çünkü o bir kahindi.

Tarfsız olması için gözlerinin bağlı olması gerekmiyordu ) bir bakire ( bağımsızlığı), bir elinde kılıç , (Adaletin verdiği cezaların caydırıcılığını ve gücünü), diğer elinde terazi ( adaleti ve bunun dengeli bir şekilde dağıtılmasını simgeler) ile görülür.

Yunan Mitolojisinde  Themis, iki ayrı şekilde heykelleştirilmiştir.

İlkinde annesinden aldığı tanrısal adaleti uygulayan bir kahin rolünü yani ünlü   Delphi Kahinleri’nin en ulusu olarak  uygulamış, diğerinde ise kamusal adaleti uygulayan bir bürokrat gibi gösterilmiştir.

Elindeki kılıç da sonradan ilave edilmiştir. Delphi kahini Themis’in tanrısal adaleti insanlar arasında uygulamsı için bir kılıca ihtiyacı yoktu. Kılıç Roma döneminde “Justitia” sekretizminde ilave edilmiştir. Bu anlamda Mısırlı Ma’at, Yunan  Themis ve Romalı Justitia üçlü sekretizmi yan yana incelemek gerekir.

 

Antik çağda uygarlıkların kültürel senkretizme uğradıkları düşünüldüğünde Themis’in Mısır adalet tanrısı Ma’at’ın Yunan kültürü ve diniyle sekretize olmuş  versiyonu olduğu söylenebilir.  Ma’at  bir elinde asa,  diğerinde anahtari,  başında bir tavus kuşu tüyüyle resmedilmişti. Elinde terazi yoktu, gözleri de bağlı değildi.  Kılıç da yoktu. Mısırlı Ma’at’ın başındaki tavus kuşu adaletin ana fikri olarak tüm kabartmalarda ve resimlerde ortaya çıkmaktadır. yeraltı dünyasında  yani Duat’ta her ölünün kalbi terazinin bir kefesine konan bu tüyle tartılacaktı. Burada görüldüğü kadarıyla adalet, insanların tanrılara gösterdikleri hürmet ve saygıyla ölçülüyordu. Adalet insanla tanrı arasındaki ilişkiyi belirliyor, insanla insan arasındaki ilişkiye pek karışmıyordu.

 

Ölüler Kitabı’ndaki kabartma ve resimlerde Anubis’in   bir kefesinde ölünün yüreği, diğerinde Ma’at’ın tüyü olan teraziyi kullandığı görülmektedir. Anubis’in yaptığı bu  yargılama sonucunda günahları ağır gelenin kalbi,  Ammit (Aslan, su aygırı ve timsah melezi) tarafından yenmektedir. Burada söz konusu edilen günah, tanrılara gösterilen saygı ve hürmetten ibarettir. Anadolu ve Orta Doğu’da MÖ. üçüncü binde etkin olan “Ana Tanrıça” kültlerinin kadınınn yaratıcı doğurganlığı karşısında erkeğin doğurgan olmaması etkili olmuş giderek tapınaklarda bakire rahibeler kültü artaya çıkmıştır. “Kahin bakireler ” kültü adalet arayanlara adalet dağıtmaya binlerce yıl süreyle devam etmiştir. Anadolu’daki “Artemis” kültü öncesi ve sonrasıyla Thamis ve nemesis’le bağlantılı olduğu kadar Hint Şakti kültüyle de alakalıdır.

Kaynak: https://lib.law.washington.edu/content/guides/themis

Adalet tanrıçası Thamis’in dünya üzerinde binlerce heykeli yapılmıştır. Bu heykellerin nerelerde bulunduğunu linklerle gösteren aşağıdaki site kayda değer:

http://mdean.tripod.com/justice.html

Nemesis 

Öte yandan intikam tanrıçası olarak bilinen Nemesis’in Oceanus ile Zeus’un kız olduğu ve Troyalı güzel Helen’in annesi olduğu bilgisi de mitolojik kayıtlarda göze çarpmaktadır.

Bazı mitoloji araştırmacılarına  göre Thamis’in kardeşi olduğu söylenen Nemesis, tanrıların gazabını insanlara götüren intikam tanrıçasıydı.  Thamis  adaleti dağıtan tanrıça idi nemesis ise adaletin kılıcı rolünü oynuyordu.

Tanrılar panteonunun kuralları, ahlaki değerleri insanların neleri yapmaları neleri yapmamaları üzerine kuruluydu. Bir anlamda dinlerin hemen hemen hepsinde görülen ortak nokta tanrıların veya tanrı’nın koyduğu kurallara uyulup uyulmadığıyla ilişkilendirilen günah-sevap düalitesidir. Kötüler Nemesis tarafından cezalandırılır. Ana tanrıçalar kültünün sona erdiği patriarkal a da tektanrılı dinlerin güçlendiği toplumlarda suç, günah ve ceza tanrı(lara) saygı gösterilip gösterilmediğiyle alakalıydı.

Nemesis kelime anlamı olarak “kader” ya da “karma” kavramlarıyla ilişkilendirilebilir.

Antalya Müzesi’nde Nemesis heykellerine rastlamak mümkündür. Nemesis Yunan kültüründe çok önemli yer tutan “kader” kavramıyla özdeşleştirilmiş, gurur ve kibir gibi duyguları kişiliklerinde barındıranların er geç Nemesis’in kılıcıyla öleceği rivayet edilirmiş.

Günümüzde adaletin ana felsefesi yine bu iki tanrıçanın senteziyle üretilmiş heykellerle ifade edilmek istenmektedir.

Kadın: Ana tanrıça

Gözleri bağlı: Tarafsız

Terazi: Denge

Kılıç: Yaptırım, ceza

Merhum Heykeltraş Şadi Çalık’ın  “adalet tanrıçası” heykeli bugün Giresun Adliyesi duvarında hala duruyor mu bilmiyorum.

Bu heykelde ayakları bir yılanın üzerinde olan Thamis/Nemesis karma düşüncesini görmekteyiz.

Yan tarafa konmuş bir buğday başağı ise adaletin getireceği bereketi vurgulamaktadır. Yılan ise Tevratda sözü edilen Havva’yı ve Adem’i kandırarak büyük günahı işleten  şeytan olabilir.

Homeros’un İliada destanında suçluların kandırılarak günaha girdikleri anlatılır. Antik dünyada esas suç kavramı yine de insanlarla insan, toplumla insan arasında değil, tanrılarla insan arasındaki ilişkilerde ortaya çıkmaktadır.

Ortaçağda bu suç ve ceza ekseni değişmemiştir.

Günümüzde de adalet kavramını hala böyle görenler az değildir.

Artık Thamis’in kehanetleriyle kimse ilgilenmiyor.

Nemesis’in kılıcı adaletin özüne dönüşüyor.

Adalet dağıtanların gözleri bağlı olmalı ki milyonlarca insanı suçsuz yere  kan ve gözyaşına boğanları görmüyor.

Thamis mi Nemesis mi?

Kırk katır mı, kırk satır mı?

 

 

Themis mi Nemesis mi?

Post navigation